İtiraf ediyorum . Soğuk kış günlerinde canımın çekmesi an meselesi. Salep , orkide bitkisinin yumru köklerinin ormanlardan , dağlardan köylüler tarafından toplanıp,  yıkanıp ,kurutulup, özel değirmenlerde toz haline getirilmesi ile yapılan krem renginde bir toz aslında. Ülkemizde ana yurdu Kastamonu imiş. Tabi bunu bulabilirseniz. Bu orkide özel günlerde birbirimize yolladığımız kültür bitkisi orkide değil. Doğal ortamda dağlarda yetişiyor. Eşim bile çocukluğunda köyünde toplamaya gittiğini hatırlıyor. Az miktarda elde ediliyor  ve o nedenle çok pahalı. Piyasada salep yapan yerlerin büyük bir kısmı hazır nişasta kullanıyor.Mısır nişastası size de GDO hatırlatıyordur herhalde. Dışarda o lezzeti yakalamak da mümkün değil. Tozunu alıp evde mis gibi kendinizin yapmasını tavsiye ediyorum. Evde yapalı beridir dışarda satılanları ağzıma bile sokamaz oldum. Bol şekerli ve çok yoğun dokulu yapıyorlar. Şekeri damak tadımda o kadar azalttım ki artık yadırgamaya bile  başladım. Arada kaçamak yaptığım çikolatanın bile %99 kakao olduğunu söylesem durumum daha net anlaşılır. Yıllarca o baygın tatları nasıl yemişim , çaya nasıl şeker koymuşum kendime şaşırıyorum. Şeker içine girdiği herşeyin tadını bozuyormuş meğerse inanın.  Neyse konumuz şeker değildi . Salep lezzetli olduğu kadar faydalı da . Regl düzeninden , öksürüğü yumuşatmasına , soğuk algınlıklarından , hazmı kolaylaştırıcı etkisine kadar bağışıklığı arttırıcı daha birçok faydası sıralanıyor.

Buraya kadar salepin keyif kısmıydı. Bundan sonrası ne yazık ki biraz hüzünlü bir hikaye. Bize özgü bir içecek olan salep ticareti yüzünden ülkemiz orkidelerinin tehdit altında olduğunu öğrendikten sonra istesem de çok içmiyorum artık. 1 kilo salep için 2000 orkidenin doğal ortamdan yok olması anlamına geliyormuş bu keyif ne yazık ki ! Sorun şu ki orman köylüsü haftalık harçlığını çıkarmak için dağ tepe dolanarak bulduğu bütün yumruları satabilir. Bu durumda orkide neslinin kaderi  ancak gözden kaçan tohuma kalkmış bitkilere bağlı  .Yurtdışında orkide sevenler derneklerinin bile olduğu düşünülünce doğamızı nasıl hoyratça kullandığımız günyüzüne çıkıveriyor.

Salepi değerli kılan içindeki “glucomannan” maddesi .Bu madde doğal bir kıvam arttıcı ve gıda sanayiinde özellikle de dondurmacılıkta kullanılıyor. Belki de şöyle demeliyiz. Keşke kullanılsa. Aksi takdirde doğal olmayan kıvam arttıcılar olacak ve oluyor da zaten. Salepin yüksek maliyeti nedeniyle bugün dondurma keyfimizin de tadı tuzu yok malum.İçinde envai çeşit adını bilmediğimiz şey.

Konuyu güzel bağlamak niyetindeyim. Neyse ki orkide  “glucomannan” maddesini içeren tek bitki değil. Uzakdoğuda sağlıklı beslenmede önemli yeri olan bir başka bitkinin Yalova’da kültür denemeleri yapılıyormuş . Eğer o güzel bitki de bizim onu seveceğimiz kadar bizi severse orkideler de kurtulacak , köylüye de yeni bir gelir kapısı aralanacak demektir.

Bu değerli tozu ben Kuru Kahveci Mehmet Efendi’nin Kadıköy mağazasında buldum. Eminim sizler de güvenilir aktarlarda ve kahvecilerde bulabilirsiniz.Kilosu 400 TL idi.Uyarmadı demeyin.

4 kişilik

Malzemeler
1 tatlı kaşığı  toz salep
1 litre (5 su bardağı) süt

1 çay bardağı ılık su

Orjinal tarifte 8 tatlı kaşığı şeker diyordu. Ben sonradan fincanıma 1 tatlı kaşığı organik agave katıp karıştırıyorum.

Yapılışı
Salepi içinde ılık suyun bulunduğu bir kaseye koyarak 20 dakika ara sıra karıştırarak bekletin. Salep epey şişiyor.

Sonra da sütü ılıtıp üzerine sahlepli karışımı ekleyin. Çırpma teliyle devamlı güzelce  karıştırın. Fokurdayınca fincanlara alın.

Bol tarçınla servis edin. Dilerseniz içine 1 çay kaşığı da zencefil tozu koyup besleyiciliğini daha da arttırabilirsiniz.

Mmmmm!

Afiyet Olsun