Vitamingiller Ailesi’nin Genç Yüzü Gizem’in Gerçekleştirdiği Röportaj Serisi 

-1-

Irmak hanım, eski CD-Otizm grubunun emektarlarından.
Irmak Hanım’ın bağışıklık sorunu yaşayan kızlarının, küçük yaşta üst üste geçirdiği ameliyatlar sonrası yavaş yavaş dış dünyayla iletişimi kesiliyor. Hem duyusal hem de kronikleşen otoimmün hastalıklarına çare arayan anne, modern tıp camiasının “antibiyotikli” tedavilerine daha fazla tahammül edemiyor ve çocuğunun kendi doktoru olma yolunda adımlar atıp kendi başarı hikayesini yazmaya başlıyor ve bu noktada yollarımız Irmak hanımla kesişiyor.
8 aylık bir CD protokol sürecinin ardından hız kesmeyip çocuklarının ihtiyacına göre geliştirdikleri bir yol haritasi ile Atec puanlarını 84’lerden 9’lara düşürmeyi başardıkları süreçlerini anlatacak bize.

– Irmak hanım merhabalar, sürecin en başından başlamak istiyorum, çocuğunuz bir yıl arayla geçirdiği üç ameliyattan sonra neler yaşıyor? Doktor teşhisi alıyor mu?
– Bizim asıl problemimiz sanırım bağışıklık sisteminin çok düşük olmasıydı, sebebini o dönemlerde anlayamamıştık, geçmeyen gripler, kulak iltihabına ve boğaz enfeksiyonuna dönüşüyordu. Bu yüzden geçirdiği 3 ameliyattan sonra oldu ne olduysa, üç sene üst üste ameliyat geçirdi kızım. Tanı olayımız da farklı oldu, Uzman doktor herhangi bir tanı koyamadı bize, takipsiz bıraktı ama o dönem bizim hikayemiz de farklıydı.

– Aşılar konusuna gelmek istiyorum o zaman.
– İlkokula geçtiğinde aşıları bırakmak zorunda kaldık çünkü zaten artık kendini kaybetmişti kızım. 1 yaşındayken bilmediği kelime yoktu, iletişimimiz harikaydı. Ama kızımı mahveden şey kulak iltihabı ve geniz eti için 3 kez, kasık fıtığı için de bir kez narkoz alması oldu. Her narkozda daha da kötüleşti… Ve birinci sınıfın ikinci yarısında bizimle konuşmayı kesti.

– Narkoz sonrası yaşadığınız bu travmatik süreçte doktorlar destek veriyor mu size, daha doğrusu nasıl bir yol haritası çiziyorlar veya çiziyorlar mı?
– Doktorlar tanıdıktı, nazımız geçiyordu ama bir şey yapamadılar; antibiyotik yazıp, beni de kendilerince avutup gönderiyorlardı. Fakat her ameliyat sonrası çocuğumuzun gerilediği aşikârdı.

– Sanırım bu noktada kolları sıvamaya karar veriyorsunuz. CD protokolüne geçmeye karar verme aşamanız nasıl başlıyor?
– “Bağışıklık sistemini nasıl kuvvetlendiririz?” sorusuyla başladık biz her şeye. CD protokolüne başlamadan yaklaşık 6-8 ay GAPS diyeti yaptık, GAPS ile sakinleşme fark ettik ama istediğimiz sonuca sadece diyetle ulaşamayacağımızı fark edince başka alternatifler de araştırırken CD çıktı karşımıza. Sonrasında 2 ay ara verdik, bu arada CD’nin ismini yavaş yavaş içimize sindirmeye çalıştık. Acaba çamaşır suyuna mı benziyor, nedir bu derken bir anda protokolde bulduk kendimizi. Açıkçası bizim için kolay değildi, iyice araştırıp ikna olduktan sonra bu yola girdik.

– Başlangıç aşaması ailelerin en zorlandığı nokta aslında, siz uzun süredir GAPS diyeti yaptığınız için 1-0 önde başlamışsınız sürece.  CD protokolü diyeti GAPS ile karşılaştırıldığında biraz daha disiplinli bir diyet. Bize mutfağınızı anlatır mısınız biraz?
– Sabahları yumurta, zeytin, salatalık. Öğlen sebze yemekleri, et suları ya da et suyu ile yapılmış çorba. Akşam da yine pirinç ve bulgurdan uzak et ve sebze yemekleri. Ara öğünlerde bir şey atıştırmak isterse de kuruyemiş, genelde kaju ile yaptık öğünlerimizi ve tabi yağları da bol bol kullandık diyette. Hindistan cevizi yağı, mct/c8, zeytinyağı hint yağı…

– Sizin protokol sürecinizde ilginç olan kısma gelmek istiyorum şimdi, protokol boyunca farklı bir mineral kaynağı kullanıyorsunuz. Genelde aileler mineral takviyelerine deniz suyu ile başlayıp sonrasında yurt dışından gelen mineral damlaları (veya tabletler) ile devam ediyor. Siz mineral konusunu nasıl hallettiniz, bu kısım oldukça önemli.
– Mineral için deniz suyu araştırırken aslında daha önceden tadını hep deniz suyuna benzettiğim Ayaş İçmeler Suları geldi aklıma. Asena Hanım’la da istişare yaptıktan sonra CD’yi oral olarak kullanmaya başlamadan İçmecelere gittik ve sanırım 4 gün kalabildik. CD’li lavman ve içmece suyunu içmeye başladık. Fakat başlarda Herx. etkisi yaşadık çünkü su zaten ekstra olarak detoksa sebep oluyor o yüzden alışana kadar, başlarda CD ve İçmecelerin suyu birlikte alınırken takibi dikkatli yapılmalı. Sonrasında ekstra herhangi bir mineral takviyesi kullanmadık. Bu su, bizim tüm mineral eksiğimizi tamamlamakla kalmadı, bağışıklık sorunlarımıza da gözle görülür şekilde fayda sağladı.

(Röportajımızın sonunda bu suyun değerlerini ve lokasyonunu paylaşacağız.)

– Bu kısım oldukça ilginç, her çocuğun ihtiyacı, durumu değişkenlik gösterebilir, bunu da göz önünde bulundurmak gerekiyor. Protokolde kaç PP [özel Parazit Protokolü] yaptınız, biraz da PP sürecinizden bahseder misiniz?
– Evet, PP’lerde kullandığımız Neem ve Taşkıran dışında herhangi bir takviye kullanmadık fakat 2018 Nisan ayında Medi Hemp %5’lik CBD yağını denkleme katıyoruz. Bunlar bize protokolde yeterli geldi. Her çocuk için sürecin işleme şekli farklıdır, her çocuğun ihtiyaçları farklı olduğu gibi ama bizim sürecimiz bu şekilde ilerliyor. Biz 6 PP yapıyoruz ve PP’lerimiz oldukça yorucu geçiyor fakat kullandığımız mineralli su sayesinde yorgun düşmesi, bitkin olması gereken çocuk gayet enerjik ve sağlıklı görünüyor, kaplıca suları gerçekten bir şifa kaynağı. Medikil de kullandık PP zamanında 1 kutu, haftada bir banyo şeklinde. Diyetimizi, lavmanlarımızı aksatmadan, fire vermeden tamamlıyoruz. Şunu da eklemem gerek sanırım; bazen aylarca aynı şeyleri yapmamıza rağmen yerimizde saydığımız dönemler oldu hatta geriye gittiğimiz zamanlar da

– Çocuğunuz bu süreçte okulda özel eğitim alıyor değil mi? Protokol sürecindeki ailelerin en çok zorlandığı nokta sanırım girdikleri sosyal alanlar. Sizin durumunuz nasıldı?
– PP’lerden sonra kızımızın algısı açılmış ama farklı yollarla tepki vermeye başlamıştı, mesela okula gittiğinde altına kaçırma gibi. Sebebini öğrendiğimizde üzülsek de ne olursa olsun kızımız tepki vermeye başlamıştı. Aslında bu davranışla Atec yükseliyordu, biz seviniyorduk. Sonradan anladık ki, okuldaki diğer çocuklar ve öğretmenleri kızımızın gözü önünde, yememesi gereken *şeyler* tüketiyorlardı ve kızımız da bilinçli şekilde altını ıslatıyor sonrasında öğretmenine bizi aramasını tembihliyormuş. Psikolojik olarak çok yıprattılar bizi ve en sonunda hakkımızda tutanak tuttular.

– Gerekçe olarak ne gösterdiler?
– Yaptığımız diyeti ve içirdiğimiz CD (Kendi dillerinde “çamaşır suyu”)’yi gerekçe gösterdiler. Üzerinden 1 yıl geçtiği için ve muhtemelen unutmak istediğim için bütün ayrıntıları hatırlayamıyorum kusura bakmayın, çoğu kez okul değiştirmek zorunda kaldık. Hatta biz de öğretmenini, yaptığı psikolojik baskıları ve tedbirsizliği gerekçe göstererek Bimer’e şikayet ettik, fakat yanıt geldiğinde üzerine gitmek istemedik, sonuçlandırmadık. Zaten CD protokolünü de dökülmeleri bitirerek sonlandırmak üzereydik, biraz da bu sebeple protokolü sonlandırıp sonraki aşamaya geçtik.

– CD protokolünüzü biraz da baskı ve istismar sonucu bırakmak zorunda kaldığınızı anlıyorum. Peki, protokolden sonraki sürecin de en az protokol kadar önemli olduğunu biliyoruz. Protokol bittikten sonra hangi aşamaya geçiyorsunuz?
– Protokol bittiğinde sorunlarımız eskisi kadar şiddetli olmasa da devam ediyordu fakat istediğimiz temizliği sağlamıştık vücudunda. Protokolü bitirdikten sonra mineralli İçmeceler suyuna devam ettik, bence bu aşamada kullandığımız bize en iyi gelen destek GcMAF oldu. 6 kutu GcMAF, Restore, her ay düzenli ve belirli yerlerden hacamat, sülük tedavisi (hala belirli aralıklarla yapıyoruz) ve ozon tedavisi gördük. Cbd yağını da halen kullanıyoruz; Cbd yağı ilk başlarda işe yaramıyor gibi görünse de ikinci kutuya geçtiğimizde kızımızın uyku problemi bitti ve düzenli uyumaya başladı.

– GcMAF aslında bağışıklık sistemi için kullanılır, otizmde de bu amaçla kullanılıyor, iyileşmeyen bir beden kendini yenileyemiyor sonuçta.
– Evet, bunu ben de bildiğimden ve kızımın asıl probleminin bağışıklık sistemi olduğuna inandığımdan Japonya’da tanıdığımız doktor bir arkadaştan ısrarla göndermesini rica ettik. İlk başta GcMAF da fayda etmiyor gibi görünse de sonrasında gözle görülür algı açıklığı oldu. Ve bir de ozon tedavisini de mutlaka denesinler derim, bizim kızın özel eğitim öğretmenleri bile durumu fark ettiler.

Irmak hanım bize bu 1 yıllık uzun sürecinin ardından defterine bakıp, kızındaki gelişme ve iyileşmeleri şu şekilde sıralıyor:

  • Artık kızım geceleri rahatça uyuyabiliyor.
  • Altına kaçırma olayı geride kaldı artık ıslatmıyor.
  • Kardeşiyle sürekli iletişimde, birlikte oyun oynuyor, geceleri beraber uyuyorlar.
  • Okula severek gidiyor.
  • Matematikten eldeli çıkarmalar hatta ritmik sayıları biliyor.
  • Daha akıcı ve seri okuyup yazabiliyor .
  • Okuduğunu (satır satır anlatamasa da) seyrettiğini anlayabiliyor.
  • Kendi kıyafetini kendi seçmek istiyor.
  • Artık sevdiği tişörtleri, taytları var .
  • Bayramlık alacağız diye çok heyecanlı.
  • Oruç bile tutuyor.
  • Teravih namazları için camiye gidebiliyoruz hep beraber.
  • Bizim yaptığımız hareketleri yapabiliyor ve zıplamadan hoplamadan kendi kendine gülmeden durabiliyor, yorulduğunda dinlenmek için izin istiyor.
  • Kısık sesle konuşması gerektiği yerlerde sesini alçaltarak konuşuyor.
  • Bazen harçlık bile istiyor henüz para meselesini tam olarak çözmüş değil 


– Sizi çok yorduk birkaç gündür Irmak hanım, başarınızı kutluyor ve ailelere umut ışığı olduğunuz için, emekleriniz ve verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ediyoruz.

Adres: İçmeler Mevkii, 06710 Ayaş/Ankara