Çocukların geçirdikleri hastalıkların %80’inin sebebi sindirim sistemi rahatsızlıklarıdır.

– Kayropraktik Hekim, Doğal Tıp ve Ayurveda Uzmanı John Douillard

Dr. Douillard adeta Vitamingiller kavmi için kaleme aldığı “Perfect Health for Kids: Ten Ayurvedic Health Secrets Every Parent Must Know” adlı kitabında, geleneksel tıp sistemlerinin vücudun dahili sağlık durumunu değerlendirmede kullandığı ‘dilden sağlık okuma’ tekniklerini paylaşıyor.

Özetle, çocuğumuzun sağlığı sindirim sisteminin ne kadar iyi çalıştığına, sindirim sisteminin sağlıklı işleyişi de bağırsakların iç yüzeyini kaplayan mukozal dokunun hassas dengesine bağlı.

Çocuklarda henüz sindirim için gerekli mide asitleri ve sindirim enzimleri tam manasıyla gelişmemiş olduğundan mukozal salgıda gereğinden fazla artış yaşanabiliyor zaman zaman.

Aşırı mukus durumunda yiyecekler ve elzem besleyicilerin bağırsaklardan emilimi sekteye uğrarken, az mukus olması durumunda ise bağırsak duvarı baharatlı yiyecekler, gıda koruyucuları, boyaları, hazmı zor yiyecekler ve midenin kendi asit salgıları gibi irritantlara karşı aşırı duyarlı hale geliyor.

Solunumla ilgili rahatsızlıkların pekçoğu nasıl aşırı mukus üretiminden kaynaklanıyorsa, hazımla ilgili sorunların da çoğu aşırı mukus üretimi ve birikiminden kaynaklanıyor.

Mukus arttırıcı neler mi var modern diyetimizde?

  • süt ürünleri
  • fast-food (hamburger, pizza vs)
  • kızartmalar
  • dondurma ve benzeri soğuk tüketilen ürünler
  • serinletici içecekler
  • makarna ve ekmek

“E bizim çocuk bunlardan hep yiyor” dediğinizi duyar gibiyim. Peki çocuğunuzun sindirimle ilgili sorunu olup olmadığını nasıl anlayacağınıza bakalım mı şimdi?

“Aaaa de bakalım!”

Modern doktorlarımız hastaya dilini çıkarttırıp görünürde bir enfeksiyon var mı, ona bakarlar.

Oysa geleneksel tıp sistemlerinde hekimler dilinizden siz hiçbir şey söylemeseniz de beden ve ruh sağlığınızla ilgili hemen her şeyi okurlar. Dil, vücudun içine tutulan bir ayna gibi ne var ne yok gösterir.

Anne-baba olarak bizler de çocuklarımızın küçük bedenlerinde ne olup bittiğini anlamak, yaklaşmakta olan bir hastalık varsa önceden tedbir alabilmek için bu kadim teşhis sanatının basit birkaç formülasyonundan yararlanabiliriz.

Dr. Douillard ne demişti? Çocuklarımızın geçirdiği tüm hastalıklar %80 karınlarında olup bitenler yüzünden, öyle değil mi?

O halde spesifik olarak neyi görmeye çalışıyoruz çocuğumuzun dilinde? Gastro-entestenal (mide-bağırsak) sistemin işleyişinde aksaklık olup olmadığını.

Sindirim yolunu upuzun bir boru olarak düşünün; ağızdan başlayıp yemek borusu, mide, ince bağırsak ve kalın bağırsakları geçip anüsle biten 9 metrelik bir boru.

Bu boru herhangi bir yerinde tıkandığında, trafik sıkışıp da akmamaya başladığında bundan ilk etkilenecek eş-sistem bağışıklık sistemi, bunu biliyoruz.

Gereksiz enfeksiyonlara kapı aralamak istemiyoruz, borunun ağzından, dilimizdeki vücut atlasından basit bir şekilde trafik bilgisini almak istiyoruz. O halde başlayalım.

Dilin Halleri

Normal dil neye benzer diye sorsak mesela…  Nasıl bir resim canlanır gözünüzde?

Şöyle sağlıklı, üstünde herhangi bir kalıntı, yağ, tabaka bir şey olmayan canlı kanlı, kırmızı bir dil mi?

Çoğumuzun aklına ilk gelen buna benzer bir imge olsa da dilin makbul olanı pembemtrak, üstü de beyazımsı, transparan, ince bir tabakayla kaplı olanı.

Dokusu yumuşak, çatlaksız, yarıksız bir dil istiyoruz sağlık için… ne çok ıslak ne çok kuru olacak, ne de dışarı çıkartıldığında titreyecek.

Dikkat edin, insanların çoğunun dilinde koyu kıvamlı, yağ gibi bir mukus tabakası fark edeceksiniz, renk de genellikle kıpkırmızı… Sessiz sedasız, ta derinlerde kök salmaya başlamış problemlerin adeta aynası dilimiz; anne-babalar için kuvvetli bir gözlem aracı.

Nezle oldunuz veya astım krizi geçirdiniz diyelim. Bu aslında haftalar öncesinden kalın bağırsakta başlayan sindirimle ilgili bir problemle alakalı olabilir. Şayet öyleyse, dildeki sağlıklı pembe üst tabakanın sağlıksız bir beyaza (beyaz dilpasına) döndüğünü görürsünüz.

Çocuklar hastalandığında dilde bu yoğun, toksik tabakanın oluştuğunu görürüz, tabii nefeste de pek fark edilmeyecek gibi olmayan o nahoş kokuyla beraber.

Dil ıslak, kaygan, mukuslu veya kalın bir tabakayla kaplıysa, aşırı mukoza üretimine bağlı olarak sindirim sistemi komple tıkalı demektir.

Ayurvedik açıdan bakıldığında beyaz dilpası (Sanskrit dilinde karşılığı ama’ ), vücutta hazmedilmemiş yiyecek ve toksik materyal birikimini gösterir.

Beyaz dilpası toksisiteye, toksisite de nezle/soğuk algınlığın kapıda olduğuna delalettir.

Yazımızın ilerleyen bölümlerinde Dr. Douillard’ın beyaz dilpası oluşumunda uygulanabilecek yöntemlerine de değineceğiz.

Kuru, yarık dil, özellikle de çocuk çok susuyorsa dehidrasyona, bağırsak mukus membranlarında kuruluğa ve kabızlığa delalettir.

Kıpkırmızı, kızıl veya mora çalan dil, sindirim sisteminde aşırı sıcaklık veyahut da asidite olduğunu gösterir. Mukus membranlar büyük olasılıkla enflame ve irite durumdadır; kronik ishal gözlemlenir.

normal dil

NORMAL DİL

beyaz dil

BEYAZ DİLPASI

catlak dil

KURU, YARIK DİL

kizarik dil

KIZARIK DİL

 

Dil – Vücut Atlası

Dil haritamızın en gerisinde sindirim sisteminin alt kısmını, kalın ve ince bağırsakları görüyoruz.dil

Kalın bağırsak dil köküne en yakın olan kısım, şayet bu bölümde koyu kıvamlı tabakalanma sözkonusuysa kalınbağırsağımızda bir denge bozukluğu ya da ‘ama’ birikiminden söz edebiliyoruz.

Orta hat üzerinde geriye doğru giderken yolun yarısında sindirim sisteminin üst bölümünü temsilen midemizi görüyoruz. Dilin orta bölümündeki tabakalanmada ağırlık fark ediliyorsa, midemizde mukus birikimi ve tıkanıklıktan şüpheleniyoruz.

dişizlidilKalın bağırsak ve mide arasındaki kısım ise incebağırsaklarımızın hakimiyet alanı. Yediklerimizden besleyici unsurların emilimi büyük oranda incebağırsaklarda gerçekleştiğinden bu alanda tabakalanma maalesef yediklerimizden gereği gibi faydalanamadığımızı, besleyici unsurları alamadığımızı gösteriyor.

Dil haritasında okunacak bir diğer önemli ipucu da dil kenarındaki diş izleri. Bunlar da emilimde sıkıntı olduğu, sindirim sistemi fonksiyonlarında terslik olduğu anlamına geliyor.

Peki ama çocuğumuzu nasıl destekleyebiiliriz?

Dilin Mideye karşılık gelen kısmında ağır, beyaz bir dilpası olması durumunda

– Hazma yardımcı bitkisel destekler –

TRIKATU

  • Hazma iyi gelen üç baharatın karışımından oluşuyor: zencefil, karabiber ve dar-ül-fülfül.
  • 4000 senedir uygulanan klasik Ayurvedik formülasyonlardan.
  • İçerikteki üç baharatın da ayrı ayrı mide asidi ve enzim salgısı arttırıcı ve mukus fazlasını çözücü etkisi var. Üçü bir arada kullanıldığında çok daha etkili hale geliyorlar.

Kullanım şekli:

Yaşa bağlı olarak çocuklarda 1 veya 2 kapsül olarak kullanılır. Ağır, hazmı zor bir yemek yemeden önce küçük çocuklara 1, büyüklere ise 2 kapsül şeklinde verilebilir; hazmı kolaylaştıracak, karın ağrılarını önleyecektir.

Kapsül olarak alınamıyorsa toz aynı ölçüde balla karıştırılıp elde edilen macundan 1/2 çay kaşığı kadarını yemeklerden önce çocuğunuza yedirebilirsiniz. Vücutta aşırı mukus (sümük) üretimi olduğu zamanlarda (kışın nezle, grip mevsiminde) bu karışımı sadece hazmı zor yemeklerden önce değil, her öğünde verebiliyoruz çocuklara.

Trikatuyu tüm çocuklar her öğün güvenle tüketebilir ancak kural olarak, trikatu kullanımından sonra ishal oluşması halinde dozu azaltmak gerekiyor. Bu nadir görülen bir durum, ancak yine de bunun karışımın baharatlı yapısından kaynaklandığını bilelim ki içimiz rahat olsun.

Trikatuyu Türkiye’deki bitkisel destek ürünü satan online mağazalardan bulabilirsiniz.

ZENCEFİLLİ BAL

Midede hazmı kuvvetlendirmek için şayet ince dilimleyip üstüne limon ve tuz ilave ettiğiniz kök zencefili yiyemiyorsa çocuklar, o halde yine sadık dostumuz bala başvurucağız demektir. Ballı zencefili trikatu ve tuzlu/limonlu zencefile alternatif olarak düşünelim.

Hazırlanışı:

  1. Bir parça kök zencefili yıkayıp, kabuğunu soymadan juicer’da (katı sebze sıkacağında) sıkıyoruz. (Sıkacağınız yoksa sarmısak presinde sıkarak da suyunu rahatlıkla çıkarabilirsiniz zencefilin.)
  2. Çıkan suya bir parça tuz atıp iyice karıştırıyoruz.
  3. Çıkan zencefil suyunun miktarına göre bunun iki katı kadar çiğ balı ilave ediyoruz.
  4. Karışımı çok iyi karıştırıp buzdolabına kaldırıyoruz.

Kullanım şekli:

“Sindirim ateşini yakmak” için yemeklerden önce 1 çay kaşığı veriniz.

Buzdolabında ağzı kapalı cam kasede 1 hafta kadar saklanabilir.

– Hazma yardımcı yemeklik baharatlar –

Yemeklere pişerken aşağıdaki baharatları katmak hazmı kolaylaştıracaktır. Dr. Douillard, bu baharatları ayrı bir tavada biraz ghee (sade yağ) veya zeytinyağında çevirdikten sonra yemeğe katmanın çok daha etkili olacağını söylüyor.

Hazma iyi gelen bu baharatlardan kendimize ‘stock’ yapıp, daha sonra dilediğimiz yemeğe katmak da bir başka yöntem.

Stock için:

  1. Dilediğimiz şifalı bitkiden 1/2 çay kaşığı alıp 2 bardak suya katıyoruz.
  2. Karışım 1 bardağa ininceye kadar kaynatıyoruz.
  3. İnce bir süzgeçle süzüyoruz.
  4. Dilediğimiz tarifte ağız tadımıza göre kullanıyoruz.

Hazma iyi gelen, beraber veya tek başına kullanılabilecek şifalı bitkiler:

  • Kara hardal tohumu
  • Kişniş tohumu
  • Kimyon
  • Rezene
  • Zencefil
  • Şeytan tersi (hing veya asafoetida)

Dilin Bağırsaklara karşılık gelen kısmında ağır, beyaz bir dilpası olması durumunda

– Karınağrısını alacak formüller –

ÇEMEN OTU

Çocuklarda hazımsızlık, gaz ve şişkinliğin eşlik ettiği kabızlık durumları için birebir.

  • Çemen tohumu (Trigonella foenum), iç ısıtıcı, tadı keskin, doğal bir sindirim kuvvetlendirici.
  • Çemen otu ayrıca başka herhangi bir otun yapamadığı bir etkiye de sahip vücutta; keskin tadı sayesinde mukoza fazlasını çözüp atmakla kalmıyor bağırsaklardan, ayrıca şifa verici lubrikant etkisiyle irrite olmuş bağırsak mukoza membranlarını teskin ediyor, iyileştiriyor.
  • Çocuklarda karın ağrısının klasik ilacı, hemen bir parça sütle pişiriliverilen çemen otu. Birikmiş mukusu bağırsak duvarlarından söküp alıyor ki böylelikle yenilmiş gıdalar sindirilebilsin, bağırsakların peristalsiz denilen dalgalı hareketleri yeniden eski gücüne kavuşsun.

Çemenli süt için:

  1. 1 bardak süte 1 çay kaşığı (yetişkinler için 1 yemek kaşığı) çemen tozu katıyoruz.
  2. Ocağa alıp bir taşım kaynatıyoruz.
  3. Kaynar kaynamaz ateşten alıp soğumasını bekliyoruz, sonra azar azar içiyoruz.

ZERDEÇAL

Antibiyotik özellikleri, solunum yollarını destekleyici etkisiyle yakından tanıdığımız zerdeçalın aynı zamanda sindirimi güçlendirici etkisi ve bağırsak yolu için de hatırı sayılır bir iltihap alıcı özelliği var.

Zerdeçalın etkisi çemenotuna hayli benziyor aslında; bir yandan sindirimi güçlendiriyor diğer yandan da bağırsak mukozasını onarıp iyileştiriyor. Genel olarak vücutta iyi bir balgam sökücü görevi görüyor.

Soğuk algınlığı dendi mi başka hiçbir şifalı bitki eline su dahi dökemiyor zerdeçalın. Herkes bunu zerdeçalın antibakteriyel ve antienflamatuvar yapısına bağlasa da, asıl keramet zerdeçalın bağırsak duvarındaki mukus membranları onarabilme kabiliyetinde.

Zerdeçal bağırsak florasını da iyileştiriyor, sindirim sürecini her bakımdan düzene sokuyor.

Zerdeçalı Nasıl Alalım?

Ne kadar zerdeçal istiyorsanız aynı ölçüde çiğ balla karıştırıp macun haline getirdiğinizde çocuklar rahatlıkla yiyebiliyor bu karışımı.

Hazımsızlık veya gaz şikayeti olan çocuklara 1 çay kaşığı kadar verebiilrsiniz. Hem soğuk algınlığı hem hazımsızlık varsa çocukta, bir taşla iki kuş, zerdeçal ikisini de alıyor.

Zerdeçalı yukarıdaki çemenli süt tarifindeki gibi sütle de verebilirsiniz çocuklara. 1 çay kaşığı zerdeçalı 1 bardak sütle karıştırıp bir taşım kanatın, karın ağrısını hemen alacaktır.

– Gaz ve şişkinliği alıcı formül –

Kimyon ve Zencefil Çayı

  1. 1/3 çay kaşığı toz kimyon + 2/3 çay kaşığı toz zencefili 1.5 su bardağı suya karıştırıp ısıtmaya başlıyoruz.
  2. Su yarıya inene kadar kaynatmaya devam ediyoruz.
  3. Bir parça tuz, birkaç damla limon, biraz da çiğ bal katıyoruz.

Ilık çayı yemeklerden önce veya midemiz boşken küçük küçük yudumlayarak içiyoruz.

Daha kuvvetli hale getirmek için çayı, toz kimyon yerine tanesini kullanıyoruz. Yine 1/3 çk tane kimyonu alıp yağsız tavada hafif kavurduktan sonra el değirmeniyle çekiveriyoruz ve yine aynı tarifle devam ederek çayı yapıyoruz.

– İshal –

  • Doğal böğürtlen suyu veya taze böğürtlen
  • Elma kompostosu
  • Muhallebi
  • Arorot nişastası (muhallebiye kıvam vermek için kullanabilirsiniz)
  • Nar veya nar suyu
  • Muskat

Şiddetli ishalde vücudun kaybettiği sıvıyı geri kazandırmak, dehidrasyonu önlemek için bol sıvı, özellikle de ılık su içilmeli.

Vücudun elektrolit kaybının telafisi için de evde kendi yapabileceğiniz bir içeceğin tarifine bakalım.

Ev yapımı elektrolit dengeleyici karışım:

  1. İki misket limonu veya iki limonun suyunu 3 bardak suya karıştırıyoruz. (Karışımını fazla ekşi olmaması gerekiyor.)
  2. Bir çay kaşığı tuz (tercihen deniz tuzu) ekliyoruz. (Son halinin fazla tuzlu olmasını istemiyoruz karışımımızın.)
  3. Yarım su bardağı şeker ilave ediyoruz. (Tadını alalım, ancak şerbet gibi de olmasın.)
  4. Cam veya metal termosa buzla beraber koyup gün boyunca yudum yudum alınmasını sağlıyoruz.

Dr. Douillard’ın kitabından sizin için seçtiklerimiz böyle.

Yazının sonuna kadar gidip bir aynaya bakmak geçtiği halde içinizden yapmadıysanız henüz, artık koşup bir bakma vaktidir.

Sağlıklı günler diliyoruz.