Washington Üniversitesi’nde Hücre ve Moleküler Biyoloji dalındaki eğitiminin ardından ABD’nin önde gelen Doğal Tıp eğitim merkezlerinden Bastyr Üniveristesi’nde Doğal Tıp Hekimliği doktorasını tamamlayan Dr. Ben Lynch’in ilgi ve uzmanlık alanları Zihin-Beden İlişkisi, Ekolojik Tıp, Fonksiyonel Tıp ve nihai olarak da Epigenetik.

Özellikle MTHFR gen kusuru konusundaki öncü çalışmalarıyla tanıdığımız Dr. Lynch, Seeking Health adlı websitesinde başta metilasyon prosesi olmak üzere çok geniş yelpazede tıbbi konularda ayrıntılı bilgiler paylaşıyor ve klasik tıp hekimleri ile doğal tıp uzmanlarına yönelik eğitim programları sunuyor.

Aşağıda kendisinin YouTube kanalında ‘Folik Asit’ ve ‘Folat’ arasındaki farkı anlattığı kısa videosunu Türkçe altyazılı olarak bulabilir, onun altında da deşifre metnini görebilirsiniz.

[Naturapat Hekim Dr. Ben Lynch]

Merhabalar. Ben, Dr. Lynch.

Yıllar içinde kendileriyle paylaştığım en önemli bilgilerden biri olduğu yönünde tam 17,000 kişinin geridönüşünü aldığım bir şey paylaşmak istiyorum bugün sizlerle.
O da, ‘Folik Asit’ ve ‘Folat’ arasındaki fark…

Siz biliyor musunuz farklarını?

‘Folik asit’ ve ‘folat’tan bahsediyoruz.

İnsan elinden çıkmış, sentetik bir besleyici öğe olan ‘Folik Asit’in raf ömrü oldukça uzun ve çok çabuk kana karışıyor, FAKAT vücut tarafından hiç etkin şekilde kullanılamıyor!
Oysa ‘Folat’, özellikle gebelikte sürecinde ceninin ve sonrasında büyüme aşamasındayken çocukların ve hepimizin bedeninin gerçekten fazlasıyla ihtiyaç duyduğu bir vitaminin doğal formu.

Folat son derece önemli bir vitamin.

Folat, ‘doğal’ yoldan yeşilliklerden aldığımız bir vitamin.

Yeşillik yemeyenler bu vitamini yine ‘doğal’ formunda gıda desteği olarak da alabilirler; bunlar da ‘METİLFOLAT’ ve ‘FOLİNİKASİT’tir.

Bu ikisi folatın yerini tutar.

‘Folik asit’ ise yine söylüyoruz ki sentetiktir ve vücudumuz pek etkin şekilde kullanamaz bu formu.

Tamam, emilimi çok iyidir! Fakat bu hiçbir şey ifade etmez.

Emilip kana geçiyor olması vücudunuzun bunu kullanabildiği anlamına gelmez.

Hatta gelin bir adım daha öteye götürelim bu işi.

Folik asit kana emildikten sonra, sırtına atladığı özel moleküller onu varış noktası olan ‘hücre içi’ne geçebilmesi dolaşım sisteminde taşımaya başlar, hücre üstündeki reseptör yerine geldiğinde ise içeri girebilmek için folik asit buraya bağlanır.

İşte folat asıl hücreye girdikten sonra(!) iş görür, kanınızda dolaşırken değil.

İş görebilmesi için hücre içine(!) girmesi lazım.

Folik asidinizi alıyorsunuz diyelim, zenginleştirilmiş gıdalardan da yiyorsunuz…

Folik asit takviyesi yapıyorsunuz diye pek gururlusunuz, vücudunuz da bir güzel emdi kana bunları, kanda da ‘folat bağlama proteinlerine’ şahane(!) tutundu bunlar, sırtlarına atlayıp kanda gezmeye başladılar ve sonra gelip folat reseptörüne bağlandılar.

Buraya kadar her şey şahane…

Fakat problem şu ki, reseptöre gelip oturan bu ‘folik asit’ molekülü vücutta fizyolojik olarak HİÇBİR İŞ yapmayan tipte bir molekül!

İş görebilmesi için pekçok aşamadan oluşan bir prosesle vücudun bunu dönüştürmesi gerekiyor.

Fakat folik asit bunu pek beceremeyen bir molekül, bir türlü işe yaramıyor.

Yeşillik yediğiniz takdirde ise olacak olan şeyler şunlar:

Yeşillikleri yediniz, ‘folat bağlama proteinleri’ bunlara bağlanıp kanda taşımaya başladı, geldi bir folat reseptörüne bağlandı, buradan hücre içine geçti ve hücre kendi mekanizması ile bunu alıp istediği şekilde kullandı.

Şimdi bol ‘folik asit’ yiyen biri olduğunuzu düşünelim…

Ne oluyordur vücutta sizce?

Folik asit kandaki bu proteinlere bağlanıyor, giderken bulduğu reseptöre yerleşip orayı tıkıyor, bu arada sizin yediğiniz salatadan aldığınız ‘iyi’ folat geliyor fakat hücreye giremiyor!

Folik asit hücreye girmesini engelliyor folatın.

Siz olsanız, vücudunuzda HİÇBİR işe yaramayan, kullanabilmek için vücudun uğraşıp dönüştürmesi gereken ‘folik asit’i yemek ister miydiniz?

Hiç zannetmem.

Biyokimyanızı mahvediyor; ne doğru dürüst düşünebilir oluyorsunuz ne de kendinizi iyi hissedebiliyor, enerjiniz düşüyor, yataktan kalkamıyor oluyorsunuz, uyku sorunları başgösteriyor…

Folik asit kullanmayın!

Vücudunuza istediği, ihtiyaç duyduğu ve talep ettiği şeyi verin, ki o da ‘FOLAT’tır.

Folat için tekrar ediyorum, yeşilliklerden alıyoruz–ORGANİK olacak yalnız, burası önemli, kilit nokta ORGANİK olması–, yıkıyoruz, en iyi seçim kendi yetiştirdiklerimiz–yeşillikleri gayet kolay yetiştirebilirsiniz bahçenizde.

Mevsim yeşilliği bulamadığınız bir yerde yaşıyorsanız veya belki yeşillik yemeyi sevmiyorsanız, o zaman gıda desteği olarak “METİL FOLAT” veya “FOLİNİK ASİT” kullanabilirsiniz.

Konuyla ilgili daha fazla bilgi için ‘www.seekinghealth.org/gift’ adresine gidebilir, orada ‘folat metabolizması’nı ayrıntılarıyla anlattığım, biyokimyasını gösterdiğim sunumu izleyebilirsiniz.

17 binden fazla insan hem kendilerini çok daha hissetmelerine hem de çocuklarının davranış problemlerinin çözümlenip okul başarılarının artmasına büyük katkıda bulunan en önemli değişikliklerden biri budur diyorsa şayet, bu bilgiyi sizlerle mutlaka paylaşmam gerekir diye düşünüyorum.

O halde FOLİK ASİT ÇÖPE, koyu yeşil sebzeler MİDEYE, bunu yapamayanlar ise “metil folat” ve “folinik asit” desteğine.

Ayrıntılı bilgiyi ‘www.seekinghealth.org/gift‘ adresinde bulabilirsiniz ve orada bulacağınız bilgiler umarım gerçekten çok işinize yarar, zira şu ana kadar pekçok insana faydası dokunmuş bilgilerdir bunlar.

Teşekkürler.