İngiliz ebe Amanda Burleigh’in, on yıldır ‘göbek kordonu kesilmeden önce anneler bebekleriyle biraz daha fazla zaman geçirebilsinler’ diye sürdürdüğü kampanya sonunda meyve veriyor ve bu konuda sağlıkçıların izleyeceği resmi protokol yönergeleri İngiltere’de değişiyor.

1950’li yıllardan bu yana bebeklerin göbeği annelere vurulan hormon iğnelerinden olumsuz etkilenmesinler diye doğar doğmaz kesilmekte. Ancak eskisinin yerine daha güvenli bir ilaç kullanılmaya başlanmasıyla birlikte, hakikaten bebekleri plasentada kalan kanlarından mahrum bırakmanın izahı olabilir mi diye sesli düşünmeye başlayan sağlıkçıların sayısı da artmakta.

Ebe Amanda da, daha gözle görülür şekilde nabız atımı devam etmekte olan göbek bağını kesmenin doğanın işleyişine aykırı olduğunu düşünüyor ve benzer görüşteki sağlıkçı arkadaşlarıyla konuyu araştırmaya başlıyor ve kısa sürede bu uygulamanın bilimsel bir dayanağı bile olmadığı aşikar hale geliyor.

Gçbek bağının hemen kesilmemesi gerektiği konusunda global çapta kampanya yürüten ebe Amanda Burleigh

Göbek bağının hemen kesilmemesi gerektiği konusunda global çapta kampanya yürüten ebe Amanda Burleigh

“Bir ebe olarak kordonu hemen kesmek üzere eğitilmiştim ve 16 yıl boyunca da böyle yaptım. Bu arada iki oğlum oldu, ikisi de okul eğitimleri için destek almak zorunda kaldılar.
Öğretmenlerden, “Neler oluyor? Astımdan alerjilere, giderek artan otizmden DEHB sorunlarına, sağlığı bozuk bunca çocuk nereden çıktı?” soruları gelmeye başladı.

Benzer sorunları arkadaşlarımda da görüyordum. Birarada çalışan 6 ebeydik ve çocuklarımızın toplam sayısı da 14’tü. Bunlardan 8’i erkek, bunların da 6’sı öğrenme güçlüğü gösteren çocuklardı.”

Bu tabloda bir şeyler yanlış diye düşünen Ebe Amanda hemen alkol, sigara, şeker tüketimi gibi şüphelilere odaklanıyor, ancak çok geçmeden o aralar yayımlanan ve otizmle göbek bağının erken kesilmesini ilişkilendiren bilimsel çalışmaların da etkisiyle sorunun göbek bağının fazla erken kesilmesinde yatabileceğini anlıyor.

Konunun uzmanlarına yazarak bu uygulamanın yanlışlığını ve değiştirilmesi gerektiğini anlatıyor, aldığı cevap, ‘uygulamanın değişmesini istiyorsa önce gerekli kanıtı bulması gerektiği’ oluyor.

Ebe Amanda bu noktada farkındalık yaratmak için kampanyalar düzenleyerek konuşma üzerine konuşma veriyor. Ve çok geçmeden de aradığı kanıtlar yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor; önce 2010’da yayımlanan bir çalışma, kordonları zamanından önce kesilmediği takdirde bebeklerin 214 gram almış olarak hayata başladıklarını gösteriyor.

2011’deki bir başka çalışmada da, doğardoğmaz göbeği kesilen bebeklerde ileride sinir sistemi gelişimlerini etkileyebilecek şekilde, demir eksikliğine bağlı aneminin daha yüksek oranlarda görüldüğü tespit ediliyor.

Salt sağduyuyla anlaşılabilecek bir gerçeğin, bebeğe ait kanın plasentadan akışının bitmesinin beklenmesi gerektiğinin tıp camiasına bilimsel çalışmalarla ispatı için böylelikle aradan uzun zaman geçmiş oluyor.

Meslekdaşı ebeler ve tıp hekimleri arasında büyük direnç ve hatta kızgınlıkla karşılanıyor Ebe Amanda’nın girişimleri ve yürürlükteki prosedürü sorguluyor oluşu. Çalıştığı yerde kendini soyutlanmış ve dışlanmış buluyor.

bebe

2010’da Dr. David Hutchon ve danışmanlardan oluşan ekibiyle güçlerini birleştiriyorlar ve göbek bağı kesiminin bekletilmesinin önündeki en büyük engel olan resüsitasyon için bebeğin alınıp başka lokasyona götürülmesi prosedürüne çözüm geliştiriyorlar. Çözüm, annenin yatağının kenarına yanaştırılarak kordon kesilmeden kullanılabilecek Basics/Lifestart adını verdikleri ayaklı, küçük bir resüsitasyon ünitesi.

İngiltere’de doğumların %15’i bir şekilde resüsitasyon gerektiriyor, ancak Ebe Amanda hastane içi denetlemelerde bebeğin göbek bağı kesilmeden bırakıldığı takdirde bu oranın %5’e inebileceğinin ileri sürüldüğünü belirtiyor.

2012’de bir başka zafer kazanılıyor; The Royal College of Midwives (İngiltere’deki ebelere yönelik kraliyet akademisi) tavsiye değişikliğine giderek ‘en iyi uygulama kriteri’ olarak göbek bağı kesiminin bekletilmesini öneriyor.
2014 kasımında ise bu defa İngiltere’nin Ulusal Sağlık ve Klinik Mükemmellik Enstitüsü (NICE – National Institute for Health and Clinical Excellence) yönerge değişikliğine giderek göbek bağının hemen kesilmesi uygulamasını kaldırıyor.

İngiltere bazında zafer ilan ettiklerini belirten Ebe Amanda şimdi tek yapmaları gerekenin ebe ve doktorların bu yeni kuralları uygulamasını sağlamak olduğunu söylüyor.

“İngiltere bu konuda öncü oldu, eminim açtığımız yoldan diğer ülkeler de gelmekte gecikmeyecektir. Şahsen Avustralya, Norveç, İsveç, Pakistan, Tunus, İsrail ve Türkiye ve daha pekçok ülkedeki ebelere destek sağlıyorum. Bu noktadan sonra asıl hedefim, global çapta değişim sağlamak.”

Ebe Amanda’nın zaferini biz de senelerin doulası ve doğum danışmanı sevgili Penny Simkin‘nin kordonun neden erken kesilmemesi gerektiğini gösterdiği Türkçe altyazılı videosuyla taçlandırmak istedik.

Bilinçli tüm anne-babalara ve sağlıklı bebeklerine armağanımız olsun.