Mark Hyman’ın geçtiğimiz haftalarda internet üzerinden yayınlanan “Broken Brain-2” (Bozuk Beyin-2) belgesel dizisinin “Diyetinizi Kişiselleştirmek ve Genetiğinizi Anlamak” başlıklı 6. bölümünden, sadece beyni değil bedeni de sistemik olarak etkileyen çok önemli açıklamaları notlar halinde derledik.

Bu paylaşımda geçen anahtar kelimeleri yahut bazı konuk doktorların isimlerini Vitamingiller.com’da arattığınız takdirde Asena’nın burada bahsi geçen bazı konuları daha önce farklı açılardan ele almış olduğu yazılarına ulaşabilirsiniz.

Tüm belgesele sahip olmak isterseniz: https://brokenbrain.com/

İyi okumalar.

* * *

NUTRİGENOMİK, genlerin yediklerinizden nasıl etkilendiğinin araştırılmasıdır. Gen ifadesini değiştirebilirsiniz; yaşam tarzı, düşünceler, stres seviyesi, meditasyon, her şey gen ifadesini etkiler.

Dr. JEFFREY BLAND:

Nutrigenomik, epigenetiğin bir alt kategorisidir. Bireysel olarak yediklerimize nasıl tepki verdiğimizi inceler. Genlerin açılır ve kapanır olması, birçok şeyden etkilenebilen metilasyon adlı bir işlemle düzenlenir. Bu süreci önemli ölçüde kontrol eden B Vitaminleri’dir.

Dr. ROBIN MERZIN, Parsley Health: 

MTHFR geni, serotonin, dopamin ve norepinefrin gibi nörotransmiterler üretmemize ve glutatyon üretmemize yardımcı olur. Hücre içindeki en önemli antioksidandır. Vücudun verdiği enflamatuar yanıtın kapatılmasına yardımcı olur. Eğer vücudunuz metilasyonu iyi yapamıyorsa, nörotransmiter’ları da iyi yapamazsınız, vücudunuz toksinleri atamaz, ağır metallerden kurtulmanız mümkün olmaz. B12, folat/metilfolat ve diğer B grubu vitaminlerinden takviye alarak vücudunuzun glutasyon üretmesine yardımcı olabilirsiniz.

Dr. MARK HYMAN:

Metil Grupları temel olarak bir karbon ve üç hidrojendir. Bu metil gruplarına vücutta gerçekleşen yüzlerce işlem için ihtiyacımız var; her şeyin merkezinde bu var. Dolayısıyla, bu metilasyon döngüsü sırasında, bir metil grubu 1 bileşenden diğerine geçirilir. Ve son taşıyıcıya SAMe denir.

Metilasyonu etkileyen birçok genimiz var. MTHFR sadece bir tanesidir ve birçok çeşidi vardır. Eğer zayıf bir şekilde çalışıyorsa, örneğin, yemekten aldığınız folatı ihtiyacınız olan folat türüne dönüştüremiyorsa, vücutta homosistein adlı toksik bir yan ürün birikir. Yeterince B6, folat ve B12 vitamininiz yoksa, bu, vücutta birikir. Homosistein değerleri yükselirse potansiyel olarak kansere, kalp hastalığına ve demansa neden olabilir. Değer 14’ten büyükse, demans riski %50 artar.

Metilasyon durumunuzu kontrol etmenin kolay bir yolu, homosistein seviyelerini test etmek için kullanabileceğiniz bir kan testidir. Yüksekse, metilfolat (özel bir folat formu), özel bir B12 veya B6 vitamini formuna ihtiyacınız olabilir. Ancak, B12 vitamininin özel bir formu olan metilkobalamin , B6 vitamininin özel bir formu olan piridoksal 5-fosfat ve metilfolat içeren aktive edilmiş bir B kompleks vitamini, metilasyon döngünüzü zorlaştıran bu genlerden herhangi birine sahipseniz gerçekten yardımcı olabilir.

GLUTATYON METABOLİZMASI

Glutatyon, tüm antioksidanların ve antienflamatuarların anasıdır ve vücudunuz, yediğiniz yiyeceklerden yapmak zorundadır. Glutatyon enzimleri gerçekten önemlidir çünkü glutatyon adı verilen ana antioksidan, toksin arındırıcı enzimi yönetirler.

MAGGIE WARD; Beslenme Uzmanı, The Ultrawellness Canter:

Vücutta çok güçlü bir detoks molekülü olan GSTM1 gibi SNPs’leri silinmiş (Tek nükleotit polimorfizmleri- genetik varyasyonları) olan hastaların sülfür açısından zengin yiyecekler- allium ailesindeki herşeyi; soğan, sarmısak, pırasa- almalarına odaklanıyorum. Proteinler yapı taşımızdır denildiğinde aklımıza ilk kaslar gelir, ama protein bizim detoks yollarımızı da oluşturur. Bu yüzden yeterli miktarda protein alınması ve sindirim sistemi boşaltım yolunun iyi bir şekilde çalışmasını sağlamak önemlidir.

Dr. BEN LYNCH:

Glutatyon ayrıca vücudunuzdan formaldehit, klor ve arseniği atmanıza yardımcı olur. Havuzlardaki klor, banyo yaparken ve duşta kullandığımız su, vücudumuzdaki glutatyonu tüketir. Yeni mobilya kokusu, araba kokusu, halı kokusu hep formaldehit kaynaklıdır. Bunu soluyorsunuz ve vücudunuzu bundan arındırmaya yardımcı olmak için glutatyon var. Akciğerlerinizde yüksek konsantrasyonda glutatyon bulunur. Glutatyonunuz kloru ve formaldehiti zararlı olmayan bir biçime nötralize etmek ve vücudunuzdan atmak için akciğerlerinizde de bulunur.

Formaldehit içermeyen yatak ve mobilyalar temin edin. Halılarda da var. Ben yün kilim türü halı kullanıyorum. Mobilyalarımız hakiki ahşap; preslenip tutkallanmış ahşap kırıntıları ile imal suntadan değil. Duş başlığınıza klor filtresi alın. Kuru cilt, kuru saç, kepek derdiniz kalmayacaktır.
Gıda desteği ürün olarak: 1) S-asetil glutatyon 2) lipozomal glutatyon. Bir seferde çok miktar almak yerine az miktarlarda daha sık alın. Çeyrek çay kaşığı miktarı günde 4 kez almak daha iyidir. Çünkü glutatyon vücudunuzda sadece 12 dakika kalır. Alır almaz saniyeler içinde daha iyi hissedeceksiniz.

TURPGİLLERDEN (lahanagiller) TÜKETİN: Her gün 250 gram; her tür lahana, brokoli, brüksel lahanası, turp çeşitleri ve yaprakları, roka. Bu çerçevede alabileceğiniz başka bir gıda takviyesi ek ürün turpgillerden elde edilen DIM’dir (diindolylmethane).

Dr. MARK HYMAN:

Tylenol kullanımında doz aşımı glutatyonu azaltır ve karaciğerinizi öldürür! Bunun tedavisi Mucomyst veya asetilsisteindir. Bu bir ilaç değil, bir takviye üründür. Muhteviyatında glutatyonu olumlu yönde düzenlemeye yardım eden sistein vardır.

BAŞKA BİR GEN: SOD, süperoksit dismutaz. Vücuttaki oksidatif strese karşı çok önemli bir antioksidan savunma oluşturur, serbest radikalleri azaltır. Mitokondriyi korur. YERBA MATE çayı SOD fonksiyonunu iyileştirmeye yardımcı olur. SOD, vücutta manganez, çinko ve bakır ile regüle edilir.

ALBERTO VILLOLDO, Medikal Antropolog:

40 yaşına gelindiğinde glutatyon, süperoksit ve onarım için kullanılan bir çok hormonun üretimi sıfıra iner. Bu durumda bunların fonksiyonunu olumlu yönde değiştiren düzenleyiciler ne yapacak; kurkumin, resveratrol, sülforafan 35 yaşındayken doğanın kapattığı bu sistemleri tekrar devreye sokacak. Bu düzenleyici maddeleri iki hafta boyunca kullandığınızda glutatyon seviyeniz 18 yaşındayken sahip olduğunuz düzeye çıkacak. Superoksit seviyeleri % 800 artacak. Böylece doğanın kapatmış olduğu sistemleri açıyoruz.

BAŞKA BİR GEN: COMT; Katekol-O-metiltransferaz, östrojen ve dopamin, epinefrin, norepnipehrin ve nörotransmiter’lerinizin metabolizasyonunda rol oynar. Eğer bir kadınsanız ve daha yavaş bir COMT geniniz varsa (COMT V158M olarak adlandırılan bu özel gen veryantınız varsa) işlevini önemli ölçüde, %40-%50 yavaşlatır. Diğer deyişle, yüksek östrojen seviyelerine duyarlılığınız, yüksek dopamin-epinefrin duyarlılığınız artar. Bu hem iyi hem de kötüdür. İyidir, zira A tipi kişiliğe sahip olursunuz, hırslı, kararlı, hedef odaklı, güzel bir cilde sahip, doğurgan olursunuz. Kötüdür, zira bu kadınlarda menstruasyon öncesi östrojen yükselir, dopamin ve epinefrin yüksek olduğundan PMS’e maruz kalınır. Bu varyant ile fonksiyonu yavaşladığından COMT bu yüksek değerlerle başa çıkamaz.

Bu Genin Fonksiyonunu Nasıl Artırabilirim?

COMT’un fena halde magnezyuma ihtiyacı vardır! Ayrıca bir ana metil donörü olan SAMe’ye, yani temelde folat ve B12’ye ihtiyacınız vardır.

Peki yavaş değil de daha hızlı çalışan COMT geni ile doğmuşsanız? Östrojen, norephinefrin, epinefrin daha düşüktür. Heyecan arayan, maceraperest biri olursunuz, zira heyecanlı aktiviteler ile dopamininiz artar! Bağımlılık gelişebilir. Yavaş bir COMT gen varyantına sahipseniz kahve içtiğinizde asabileşirsiniz. Östrojen fazlalığı gelişir, çünkü östrojeni metabolize edemezsiniz; fibroz, fibrositik göğüsler gelişebilir, ağır menstuasyon, ruh hali değişiklikleri geçirirsiniz.

Beyin sağlığını etkileyen bir diğer önemli SNPs MAOA’dır. Hızlı MAOA, depresyona, zayıf stres toleransına, saldırganlığa, antisosyal kişiliğe neden olmaktadır. MAOA’yı aktive eden B vitaminleri, demir, ferritin gibi kofaktörleri kullanın. Riboflavin (B2) eksikliği, MAOA enziminin fonksiyonunun %80 kaybı anlamına gelir. B Kompleksi takviyesi yardımcı olabilir. Ayrıca, kurkumin MAOA inhibitörü olarak da işlev görür (serotonin alımını durdurur).

KETOJENİK DİYET BENİM İÇİN DOĞRU MU?

ApoE4 geniniz varsa, yüksek miktarda yağ tüketilen ketojenik diyeti tolere edemeyebilirsiniz. Bu geni taşıyan kişilerin arası, başta doymuş yağ olmak üzere, yüksek yağlı diyetlerle iyi değildir.

Bu popülasyon ayrıca statin terapisine de olumlu yanıt vermemektedir. Genellikle yağdan düşük diyetlere daha iyi yanıt verirler.

  • ApoE geni Alzheimer ile ilişkilidir. Üç genel tipi vardır: ApoE4, ApoE3, ApoE2.
  • 2 kopya Apo E4’ünüz varsa, Alzheimer için % 50 yüksek riskiniz vardır. Tek kopyanız varsa, riskiniz % 30 daha yüksektir.
  • ApoE3 nötrdür. ApoE2 geni nadirdir, Alzheimer’lere karşı koruyucudur.
  • ApoE4 ayrıca kardiyovasküler hastalıklarla da ilişkilidir.

Dr. DALE BREDESEN:

ApoE hızlı bir enflamasyon tetikleyicidir. Sızdıran bağırsaklara meyil artar. Diyetten çok fazla yağ emilimi olur. Ağır metalleri vücuttan atmak zordur.
Krill yağı + balık tüketimi önerilir. [www.apoe4.info adresinden daha fazla bilgi alınabilir.] APO44 geni ile kolesterol ve Alzheimer riski arasında anlamlı etkileşim vardır.

KARBONHİDRAT İNTOLERANSI:

1. Açlık kan şekerinize baktırın
2. Açlık insülininizi baktırın. 5’ten büyükse, SORUNUNUZ VAR!
3. Bel-kalça oranı: erkekler için 0.8, kadınlar için 0.9’dan büyükse SORUNUNUZ VAR!