Genler bozulmadı, viral mutasyonlar da görülmediyse bu Polio 1800’lerin sonunda nasıl olup da felç vakaları yaratmaya başlamış olabilir ki?

Dönemin “modern tıbbı”nın, bu yeni yeni ortaya çıkmaya başlamış “Polio” vakalarındaki rolü ne olabilir acaba?

Anahtar kelimeler: #cıva #arsenik #kurşun-arsenat  

‘Polio olarak bilinen’ hastalıkta insan parmağı olduğunu anlatışına doyamadığımız Forrest Maready’nin serideki 2. videosu.

İlkine, deşifre metniyle birlikte buradan ulaşabilirsiniz.

Benim İNANILMAZ Kanaatim!

Polio İnsan İcadı Bir Hastalıktır: Bölüm 2

Ben Forrest Maready ve bu da Polio’nun doğal şekilde oluşmakta olan bir hastalıktan ziyade insan eliyle yaratılan bir hastalık olduğu konusunu işlediğim 2. videom.

Önceki videoda, Polio diye bir şeyin 1800’lü yıllardan önce OLMADIĞINI görmüştük.

Genlerde ANİ bir değişim yüzünden de öyle BİRDEN ortaya çıkmış olamayacağını açıklamıştık. Öyle bir şey olabilmesi için, dünyanın FARKLI ülkelerinde yaşayan BİNLERCE insanın genlerinde AYNI değişimin oluşması lazım.
Her 3 Polio virüsünün, AYNI ANDA, birbiriyle tamamen AYNI semptomları yaratacak şekilde mutasyona uğramış olamayacağından da bahsetmiştik.
Bu durumda, Polio’nun insan eliyle yaratılmış bir hastalık olduğunu biliyoruz demektir artık.

Soru şu: Polio insan icadı bir hastalıksa, NE yaptık da polio’yu çıkardık ortaya?

Kısaca şu bilgiyi geçeyim hemen:
İnsanlığın polio virüsüyle teması yüzlerce, hatta BİNLERCE yıl geriye gidiyor, buna rağmen belli ki SORUNSUZ bir şekilde geçinegelmişiz bir noktaya kadar.
Polio virüsü HERYERDE olan bir virüs, eskiden beri herkes hayatının bir döneminde geçirirmiş bunu.
Geçirir ama geçirdiğimizi bile anlamazmışız, çünkü sıradan bir nezleyle aynıymış belirtiler de ondan.

Gelgelelim, 1800’lerde değişen BİR ŞEY var.
Birkaç yeni icat, teknolojik ilerleme ve beraberinde getirdiği kültürel değişim, kaza eseri alıyor bu İYİCİL (tehlikesiz) virüsü ve tam bir KATİLE dönüştürüyor.

Başı çeken problemlerden biri şu:
O zamanın “en ileri/üstün” kabul edilen tıbbi pratiklerini ortaya koyan zümrenin akla gelebilecek HER ŞEYİ *CIVA* ve *ARSENİK* ile tedavi etme SAPLANTISINA girdiğini görüyoruz.

 

Diş çıkaran bebeklere özel CIVALI tozlar veriliyor!
Mide bulantısı olan gebelere ARSENİK içirtiliyor.

İyi niyetle hastaya yardımcı olmaya çalışan, iyi eğitimli doktorlar yapıyor bunları.

O dönemin Tıp Kılavuzları’nı açıp baktığınızda, istisnasız HER rahatsızlık için tedavi yolu olarak CIVA veya ARSENİK kulanımının önerildiğini görürsünüz.

HERYERDEN çıkıyor bu ikili–hakikaten ne kadar vurgulasak az–bu öyle bir-iki ŞARLATANIN(!) kullandığı, kıyıda-köşede kalmış bir uygulama filan değil, geçirilebilecek HERTÜR hastalık için size önerilecek STANDART TIBBİ TEDAVİ idi bu!

Bu sıralar tam da KİMYA biliminin kendini iyiden iyiye göstermeye başladığı dönem aynı zamanda, ve yeni keşiflerinin çoğu da TARIM/ZİRAAT alanına odaklanmış durumda.
PESTİSİT (Zirai ilaç) üzerine çalışıyorlar; ekinler daha az hasar alacak şekilde, çiftçinin daha az emekle daha çok verim alabilmesi için meyve, sebze ve HATTA HAYVANLARA sıkılabilecek KİMYASALLAR geliştiriyorlar.

Gelgelelim, bu kimyasalların insana pek de yaramadığını biliyoruz.
Sıkıntı birkaç yönlü hem de…
Fakat onlar bunu bilmiyorlar o zaman tabii ve sonuç olarak da bu *yeni kimyasallar* HERYERE, hemen HER ŞEYE sıkılmaya başlanıyor!
TAMAMEN ZARARSIZ gözüyle bakılıyor bunlara ve meyve zararlısı GÜVE ve diğer haşeratı kontrol altında tutabilmek için HERYERE sıkılmaya başlanıyor.

*Kurşun arsenat*, KURŞUN ve ARSENİK karışımı bir kimyasal ve çok tutuluyor, çünkü daha önce kullanmakta oldukları PARİS YEŞİLİ isimli ZEHİR meyve ve sebze yüzeyinde fazla kalmıyor, çabuk çıkıyor.


Sinekten-böcekten koruyabilmek için ekini, birkaç defa sıkmak gerekiyor ki tutsun!
Yeni icat edilen bu *Kurşun Arsenat* ise her neye sıkarsanız sıkın gayet iyi yapışıyor, yağmurla bile çıkmıyor!
Çiftçinin yeni gözdesi haline geldiğini tahmin edersiniz bu *kurşun-arsenat*ın,
Yıkasan da çıkmıyor artık!

Tahmin edersiniz ki, ÇOCUK SAĞLIĞI için pek de iyi bir şey değil bu…

Doktorlar her yerde CIVA ve ARSENİK dağıtıyor, diğer yandan İNSAN SAĞLIĞINA olumsuz etkisi HİÇ DÜŞÜNÜLMEDEN çiftçiler meyveye, sebzeye ve *hayvanlara* KURŞUN ARSENAT ve PARİS YEŞİLİ sıkıyorken??
Bu dönemde SANATORYUM, AKIL HASTANELERİ ve [kadınlara özel] BAYILMA ODALARI(???) sayısının birden fırlamasının nedeni de bu aslında.
Her yeri saran bu toksik kimyasallardaki artışla alakalı bunların hepsi.

Hasta edilen(!) insanlarda tabloya bir de PARALİZİ (felç) eşlik ediyorsa şayet, ki çoğunda oluyordu da bu, o zaman buna “Anterior Boynuz Hücrelerinin Akut Poliomiyeliti” diyorlar, sonra bu isim kısalarak karşımıza..POLİO olarak çıkıyor.

Eşzamanlı olarak görülen bir başka çok önemli şey daha var o dönem:

Hayvanlar(!!) da “Polio” geçirmeye başlıyor!
İnsanlar arasında patlak veren TIPATIP AYNI salgınlarda, bir bakıyorlar hayvanlar da aniden paraliziye tutuluyor, çoğu kez hayvan kurtarılamıyor!
Tuhaf…Öyle değil mi?
Yetkililer hayvanlardan doku örnekleri alıp laboratuvarda omuriliklerini mikroskop altında inceletiyor, ve tahmin edin ne çıkıyor?!
Laboratuvarlar da teyit ediyor!
Hayvanlar POLİO geçirmiş!

Fakat bir problem var…
O dönem bilinmiyor bu tabii ama, POLİO BİR HAYVAN HASTALIĞI değil, GEÇİRMİŞ OLAMAZLAR.

***HAYVANLAR da…TIPKI insanlar gibi, kullanılan KİMYASALLARDAN dolayı(!!!) HASTA DÜŞÜYORDU.*** Ve buna da POLİO diyorlardı.

Şimdi eminim, bu polio denilen hastalığın ta en başından beri PESTİSİT ZEHİRLENMESİNDEN başka birşey olmadığını söylediğimi düşünüyorsunuzdur.
POLİO zannettikleri vakaların *BİR KISMININ* aslında CIVA veya ARSENİK veyahut da KURŞUN-ARSENAT zehirlenmesine bağlı oluştuğu ve hatta FELCE götürdüğüne hiç şüphe yok.

Hayvanlarda(!) görülen vakaların BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU için durum **KESİNLİKLE** buydu, ama bu açıklama bütün vakaları anlamamıza yetmiyor.

Ve ben HEPSİNİ anlayın istiyorum.

Hani şu 3 *değişik* polio virüsü vardı ya?
Bunlar gerçekten de FELÇ yapma kabiliyetine sahip gibi gözüküyordu.
Alıp maymunun omuriliğine enjekte ediyordunuz bu virüsleri, ve hayvanda çoğu kez felç gelişiyordu.

Fakat önemini henüz anlamadıkları bir ayrıntı daha vardı…
Bu nokta hakikaten de çok önemli bakın…
Anlaşılması gereken EN önemli şeylerden biri şu: Sırf bu 3 polio virüsü yoktu ki piyasada… Bunların dışında da virüsler mevcuttu.
Ve bunların HEPSİ de *son dönemde* PARALİZİ OLUŞTURMA KABİLİYETİ kazanmıştı!

Nasıl mı?

(!) Tıp kitaplarında bulamazsınız bu bigiyi (!)
Wikipedia(!) da bilmiyor…

Ben Forrest Maready…
‘Nasıl’ını bir sonraki bölümde benden dinleyebilirsiniz.

Benim İNANILMAZ Kanaatim!