Vitamingiller Ailesi’nin Genç Yüzü Gizem‘in Gerçekleştirdiği Röportaj Serisi 

-2-

Melek hanımla röportaja başlamadan eski yazışmalarımıza bakıyorum ve şu cümlesi dikkat çekiyor:

“İnsanlara bizim çocukta sadece egzama sorunu oldu çok şükür deyince bunun nasıl bir “egzama” olduğunu bizzat görmedikleri için basit bir rahatsızlık gibi geliyor.”

Melek hanımın hikayesi başlıyor:

2,5 yaşındaki kızları egzama ile savaşıyor ve 10 gün süren oldukça kritik bir sürece giriyorlar. 40’ları geçen ateşler, vücutta yoğun egzama hatta derisinin renginin neredeyse görünmeyecek hale gelmesi, acillerde doktor müdahalesinin işe yaramaması daha doğrusu herhangi bir müdahalede bulunamamaları, Melek hanıma kolları sıvatıyor.

Yine eski yazışmalarımızdan birkaç cümle daha:

“Ben hayatımda böyle bir acı yaşamadım. Tüm hücrelerimin acıdığını hissettim bu süreçte. Sıfır uyku… 10 gün boyunca başında ailecek uyumadan nöbet tuttuk, o esnada tek düşündüğüm şey: Gerçekten cehennem acısı böyle bir şey olmalı.”

Melek hanım da kapatılan CD-Otizm Türkiye grubumuzun emektarlarından, bize küçük kızları için çizdikleri kurtuluş hikayesinin yol haritasını anlatacak. 10 günlük süreçte kimi zaman umutlarının tükendiğini dile getirirken, 19 günlük CD protokolü ile kızlarına kavuşma öykülerini dinleyeceğiz en ön koltuktan.

– Melek hanım, merhabalar. Sizin sürecinizin başlangıcına gelecek olursak nasıl başladı rahatsızlığınız, kızınızın sürecini bize kısaca anlatır mısınız?
– 2,5 yaş civarında ilk ve tek doktora götürmek zorunda kaldığımız hastalığını geçirdi kızım: Tıbbi ismiyle egzama. Birçok farklı doktora muayene ettirdik, 2. ay aşıları dışında herhangi bir tıbbi müdahalede bulunulmadı.

– Aşıların etkileri neler oldu sizde, erken zamanda fark etmenize rağmen bu süreçte durumunuz nasıldı?
– 2 yaş civarında yumurta ile süt ve süt ürünlerine olan alerjisi ortaya çıktı kızımın. Bu alerjilerini homeopat olan doktorumuz 2. aya dek olan aşılarına bağladı.

Babasına çok benzeyen bir bebekti her yönden, derisi de aynen babasının kopyası gibi; hassas, beyaz, ince bir deri yapısına sahip kızım.

– Kızınızın geçirdiği ağır egzama dönemini ve CD protokolünün bu kritik durumunuza etkisini anlatır mısınız bizlere?
– Vücudunda önce aralıklı su dolu kabarcıklar oluştu, sonrasında bu su dolu kabarcıklar patladı ve delikler açıldı. En sonunda ise tüm deri açık yara haline geldi. Çocuk inliyordu acıdan, kendini bilmeden yattı 10 günlük ateşli döneminde, sadece inliyordu. 10 günlük süreçten sonra protokole başladık. Protokole geçmeden hiçbir müdahalede bulunamadık, gittiğimiz doktorların önerdikleri bazı şeyleri uygulayabildik, o kadar. Öyle bir dönemde CD protokolü gibi kendimizin bulup uygulayabileceğimiz bir tedavinin sorumluluğunu üstlenmemiz zordu. Fakat sonunda kolları sıvadık ve durumu hafif yatıştıktan sonra protokole geçtik.

Modern tıbbın önerdiği çoğu sağlık müdahalesinden korunarak büyüdü kızım. (2. aya dek olan aşılar hariç.) Ama biz, geleneksel ve alternatif tıptan da sonuna dek faydalanmaya çalıştık. Mesela 4. aydan itibaren düzenli olarak (her 2-3 ayda bir kez) hacamat uygulattık kızıma. Kuyruk sokumundan başlayarak, sırasıyla karaciğer üzerine ve C7 noktasına. Bunlar özellikle aşılarla vücuduna girmiş ağır metal detoksu için önemliydi. Egzamasına da faydaları hep çok oldu. Yine egzama sonrasında 3 günlük açlık orucu ve ardından kuyruk sokumu ve karaciğer üzerine de hacamat yaptırdık. Ama biz asıl şifayı CD protokolü ile sağladık. Ailecek yaptık biz CD protokolünü; deniz suyu içimine 1 ay öncesinden, CD protokolü diyetine ise CD kullanımından 1 hafta öncesinden başladık. Bu yüzden (özellikle deniz suyunu erken almaya başlamamızla) CD protokolü diyetini uygulamak çok çok kolay oldu hepimiz için. ÇÜNKÜ DENİZ SUYU MUAZZAM BİR ŞEKİLDE İSTAH KESİYOR. CD protokolü diyetinde olmayan “zararlı” gıdalara karsı hiçbirimizde hiçbir şekilde iştah kalmadı, deniz suyunu erken almaya başlamamız sayesinde. Bu çok önemli… Çünkü çoğu aile, CD protokolünü, kısıtlı buldukları diyeti yüzünden uygulamaktan kaçınıyor. Oysa bunu aşmak cidden çok kolay.

Hem kızımdan hem bizden muazzam bir asalak ve parazit dökümü oldu CD protokolünde. Kızım gün geçtikçe rahatladı, egzaması hiç olmadığı kadar azaldı. Bizim CD protokolümüz 19 gün sürdü. Artık dökülmeler tamamen durmuştu, o yüzden protokolü sonlandırdık. PP (Özel Parazit Protokolü) yapmak istemedik bu güzel sonuçlar yüzünden. Protokolde önerilen organik hindistancevizi yağı, soğuk sıkım çörekotu yağı, hala daha haftada birkaç gün dönüşümlü olarak kızıma verdiğim şifalı yağlardan. Organik hindistancevizi yağı egzamada hem dermal hem de oral yolla düzenli alındığında mucizevi etkili bir doğal ürün. Zihnen de daha aktif kılıyor çocukları. Çok bariz etkilerini gördük, görmeye de devam ediyoruz. Yine çörekotu yağı da bağışıklığı yükseltmede, alerjiyi giderme konusunda çok etkili.

Hala her yeniay ve dolunayda da en az 2 kez kaplıca suyu ile lavman yapmaya devam ediyoruz kızıma ve her lavmanda dökülmeler oluyor, her yönden daha da iyiye gidiyor kızım.

– Melek hanım, hazırladığım tüm soruları öncesinde okumuş gibi sırasıyla cevap verdiğiniz için teşekkür ederim 🙂 Gelelim protokol sonrasına öyleyse.
– Elementer kükürt ile boraks da küçük egzama ataklarında çok etkili oldular CD protokolü sonrasında.
Simdi yeni “keşfettiğimiz” “arı ekmeği” de çok faydalı bizim egzama sorunumuzda…
Özellikle yumurta ile süt ve süt ürünleri aldıkça, küçük küçük egzamalar ve kaşıntılar olabiliyor kızımda, hala daha… İşte bu “mini ataklarda” elementer kükürt ve içilebilir özellikteki boraks, hem ağızdan hem deriden muazzam etkili oluyor.
Tetikteyiz sürekli.
Modern tıp doktorunun da bize söylediği gibi, “bağışıklığı düşürmemek” için, sürekli yeni ve doğal şifa kaynakları araştırması içindeyiz. O amaçla geçen ay 1 haftalığına Yalova Armutlu kaplıcalarına gittik mesela.

– Sizin de bir kaplıca maceranız var değil mi? Nasıl bir deneyiminiz oldu, bizimle paylaşır mısınız?
– Yalova Armutlu kaplıcalarına yeni gittik. Armutlu kaplıca suyu muazzam bir asalak ve parazit dökümü sağladı bizde. Orada 1 hafta kaldık ve kızımla birlikte her gün en az 15 dakika dayanabileceği son sıcaklıkta kaplıca banyosu yaptık.

İlk lavman denemesini kendimde yaptım, lavmandan yaklaşık 4 saat sonra salt asalak ve parazitler şeklinde dökümler yaşamaya başladım. Normalde CD’li lavmandan sonra yapılan lavmanda dışkı ile karışık asalak ve parazitler dökülür malum. Fakat kaplıca suyu ile yapılan lavmandan 4 saat sonra, sadece asalak ve parazitler dökülüyordu. Ve her dökümden sonra büyük bir hafifleme, rahatlama, huzur, derin bir mutluluk hali yaşıyordum. Kaplıca suyu lavman testini geçmişti kısaca 😉

– Protokol sürecinden sonraki kısım da bir hayli renkli geçmiş sanırım. Peki Melek Hanım, protokolü yaptınız, egzama sorununuzu çözdünüz, şu an hayatınıza nasıl devam ediyorsunuz, egzama tekrarlama riski bulunan bir rahatsızlık bu riski almamak için kısaca bize olağan günlerinizi anlatır mısınız?
– Evde tamamen doğal ürünlerden yaptığım fermente gıdalar eksik olmuyor. Ev yoğurdu, ev sirkesi, şifalı yağlar ve tentürler… Doğal yollarla bağışıklığı ne kadar yüksek tutabilirizin sürekli bir çaba ve araştırması içindeyiz. Mutfağımız küçük bir “atölye”ye çoktan döndü. Bazen bu olumlu etkilerini de düşünerek, şükrediyorum durumumuza… Böyle bir “ikaz” almasaydık kızımın bağışıklık sisteminden… Ailecek bugünkü kadar sağlıklı yasam tercihlerimiz olur muydu? Bu süreç, hepimizi eğitti. Düzeltti.
Bugünkü küresel çapta yaşanan “gıda ve ilaç terörü” ortamında, bize durmamız gereken yeri gösterdi. Artık, düzenli olarak ailecek, her yıl CD protokolü, açlık oruçları, yılda en az 2 kez tarama hacamatı ve sülük tedavisi oluyoruz.
Eve asla katkılı gıda, kimyasal ilaç girmiyor.

– Verdiğiniz tüm bilgiler için çok teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
– Son olarak:
Bazen düşünüyorum da; Ya Asena Hanım’a aşı döneminde ulaşamasaydım..
Onun o ikna edici kesin bilgi ve tecrübelerini öğrenemeseydim…

Belki bugün kızımın egzamasını değil, otizmini iyileştirmenin yollarını araştırıyor olurdum. O yüzden Asena Hanım hayatımıza unutulmaz bir “imza” attı, teşekkürlerimi sunuyorum.

 

Biz de Melek hanıma hem güzel yüreği için hem de ışık saçan bilgileri için teşekkür ediyoruz.