Yasal Uyarı: Bu sitede yayınlanmakta olan tüm yapıtlar eser statüsünde olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Sitede bulunan yazı ve görsellerin site sahibinden izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması yasaktır.
2000 yıllık bir geçmiş, Ayurvedik bilgeliğin insanlığa armağanı, nesilden nesile aktarılmış bir deva … Hint Yağı ile karaciğer-bağırsak detoksunda sıra…
Hastalık değil, sağlık odaklı doğal tıp bilir; yapılacak müdahale bedeni çökertmemeli, aksine kendi kendini ayağa kaldırabilecek denge konumuna gelmesine yardım etmelidir. Beden kendini iyileştirir, nasıl yaptığını anlamazsınız bile. Bunu yapabilmesi için yeter-şart ise, (tek değil, ama) baş detoks organları olan ‘karaciğer, böbrekler, bağırsakların’ hasarsız ve çalışır durumda olmasıdır.
Karaciğer; en büyük iç organınız, vücudun toksin etkinsizleştirme memuru.
Tüm vücudun güvenliği için kapıyı bekleyen organ bu; kana karışmış tüm toksinler, kimyasallar, yabancı maddeler bir bir elinden geçiyor; ayıklanıp parçalanıyor, işi bitince de bağırsaklardan dışarı yollanıyor.
Salt dışarıdan da almıyoruz tabii toksinleri. Bunların bir kısmı bizzat vücudunuzun kendi oluşturduğu toksinler! Endotoksin diye duyarsanız bunlar geliyor aklınıza… Vücuttaki hormonların, nörotransmitterlerin fazlası bizzat bu kategoriye giriyor. Yiyip içtiğimiz, soluduğumuz ve hatta cilde sürerek “yediğimiz” diğer her şey de “eksojen” diye bilinen, vücuda dışarıdan aldığımız (çevresel) maddeler oluyor.
Karaciğeriniz tüm bunların mecburcusu; günün her anı, nefes dahi almadan, yevmiyesiz çalışıyor. Karşılığında bizden bir teşekkür dahi duymuyor.
Temizlik tamam da karaciğerin sindirimle ne alakası var?
İş sindirime geldiğinde, aldığınız gıdanın işlemden geçip ta en uçta bucaktaki hücrenizi dahi besleyebilmesi için (evet ya, beslenmek dendiğinde direkt hücreleriniz gelecek akla, beslenen onlar, mideniz değil), metabolik işlemlerin olmazsa olmazı enzim ve hormonları yapıyor karaciğer.
Siz sabahleyin daha ilk lokmayı ağzınıza attığınız anda altta karaciğerin kontrol panelinde ilgili enzimlerin üretime geçtiğine dair ışıklar yanmış oluyor bile. Bu enzimler olmadan yediğiniz lokma mide-bağırsak yolunda takılmadan yol alacak kadar minik parçalara ayrıştırılamayacağı gibi, bedeninizi meydana getiren trilyonlarca hücreye o besinleri taşıyacak kan dolaşım sistemine intikal edebilmesi için gerekli moleküler boyuta da indirgenemiyor.
Üstelik de, karbonhidrat-protein-yağ, her ne geçerse boğazınızdan, ona göre ayrı bir işe koşması lazım karaciğerin. Sizin yeme eyleminizle başa çıkabilmek için ne cambazlıklar yaptığına bakalım mı karaciğerin?
Karbonhidrat yedim, ciğerim yetiş:
Yediğiniz karbonhidratlar sindirim yolunda bir güzel glükoza (şeker molekülü olarak biliriz kendisini) indirgeniyor. Geçti kana, artık vücut bunu enerji olarak kullanacak, yakacak. Vücuttaki tüm kan kimin elinden geçmek durumundaydı peki iyi bir süzülüp temizlenmek için? Karaciğerin. Karaciğer gelen kana bakıyor, vücuda fazla gelmiş, ihtiyaç fazlası glükozu görüyor ve bunu dar günde bozdurup harcamak üzere bir güzel giikojene (altın değerindedir kendisi) çevirip, yastık altına istifliyor.
Proteine doydum, ciğerim yetiş:
Proteinli gıdalar midede ve ince bağırsakta parçalanıp işlenecek bir defa. Bu kısımlarda işlem bittiğinde yediğiniz o bir parça biftek artık tanınmaz halde; amino asit olmuş, başka şeylere dönüşmüş. İşte karaciğer bunları alıp enzime dönüştürecek sizin için. O enzimler de yediğiniz protein parçalandığında açığa çıkan toksik yan ürünlerin kimyasal dönüşümünden sorumlu malum. Bu kimyasal atıkları alacak, güvenli hale getirip ardından bir bardak su dökmek suretiyle kendilerini vücuttan dışarı uğurlamakla görevli böbreklere teslim edecek.
Yemeğin yağına bandım, ciğerim yetiş:
Yemekle aldığınız yağı vücudunuzun kullanabilmesi için karaciğerin üretip, konsantre halde safra kesesinde depoladığı safra suyuna ihtiyaç var. Siz yer, gerisini düşünmezsiniz ama ciğeriniz bütün gün kandaki yağ seviyelerini ayarlar sizin için. Besin kaynaklı kolesterol ve trigliseritler kana geçer, kan da karaciğerden, ciğerin elinden geçtikten sonra bu yağ molekülleri doğru hücrelere…
Özetle, karaciğerin salgıladığı enzimler ve safra olmadan sağlıklı bağırsak işleyişinden söz edemiyoruz. O halde bu on parmağında on marifet, her an da on parmak daktilo yazmak durumunda olan organımıza arada sırada ilgi gösterip, biraz nefes almasını sağlasak, fena mı olur?
Bağırsaklarınız; vücudun dış dünyayla en fazla temasta olduğu yer.
Dış yüzünüzü ne sıklıkta yıkayıp temizliyorsanız, iç yüzünüzün de aynı şekilde periyodik olarak temizlenmesi, bakımının yapılması lazım. Bunun için geleneksel olarak kullanılagelmiş pek çok yöntem var; epsom tuzları, hint yağı, neem, sarımsak-soğan kürleri, lavmanlar gibi.
Eskiler bilirmiş bağırsakta denge bozulduğunda bundan tüm vücudun zarar göreceğini. Doğanın ritmini kaçırmadan yaparlarmış periyodik temizliklerini. Biz şimdi bilgisayar başından yeniden öğreniyoruz bu yöntemleri. Bağırsakların sindirim ve bağışıklık sistemlerinin beşiği olmasının yanısıra, detoks görevi de olduğunu duyuyoruz. Patentlenebilir olsa eminiz zaten hiç unut(turul)mamış olacağımız, lenf (bağışıklık/detoks) sistemi dostu bu güçlü şifa yöntemlerinden biri de Hint Yağı; bu yağın özel bir kullanım şekli.
Tesadüf mü, değil mi?
Hint Yağı ile karna yapılacak vücut sargılarından bahsedeceğiz burada. Deniyor ki bu yöntem, hint yağının anti-enflamatuvar ve lenf (akyuvar otoyolu) canlandırıcı etkilerini en üst düzeye ulaştırırmış. Haksız da değiller sanki; doğal tıp uzmanlarının deneyimlerine ve bazı bilimsel çalışmalara bakacak olursak tam olarak yaşanan da bu.
Vücudunuzdaki lenf sıvısının yarıdan fazlasını karaciğerin ürettiğini biliyor muydunuz? Lenfatik sistemin immün fonksiyondaki önemi malum, üstüne bir de trilyonlarca vücut hücresinin beslendikten sonra açığa çıkarttığı atık maddeleri kat ve dairelerden tek tek toplama görevi var kendisinin. |
Sargı nasıl yapılır konusuna geçmeden önce, “ille ‘bilim’ isterük”çülerin de ‘99 tarihli bir çalışma ile içlerine su serpmek isteriz. Der ki çalışmada:
“Çalışmamızda minimum 2 saat süreyle uygulandıktan sonra Hint Yağı Sargıları’nın T-11 [bağışıklık] hücrelerinde 7 saat süreyle “ciddi” artış sağladığı tespit edilmiş, bu geçici artıştan sonra hücre seviyeleri 24 saat zarfında yeniden normale dönmüştür.
T-11 hücrelerinde artış olması, bedenin spesifik savunma halinde genel bir canlanma, yükseliş olduğu anlamına gelir. Lenfositler, patojenler ve bunların açığa çıkarttığı toksinlere karşı antikor yaparak bedenin sağlığını aktif bir şekilde savunurlar. Çıkış noktası kemik iliği ve timus bezi olan öncül T lenfosit hücreleri, tespit ettikleri virüs, mantar, bakteri ve kanser hücrelerini imha ederler. T-11 lenfosit hücreleri, bedenin spesifik savunma sisteminin güçlü kılınabilmesi için gerekli temel antikor kapasitesini sağlar.”
Kaynak:http://drprincetta.com/wp-content/uploads/2016/01/Castor-Oil-Packs-Immunomodulation.pdf
Hint Yağı bu şekilde (haricen) uygulandığında, lipid yapısı sayesinde cilt yüzeyinden içeri kolayca geçip lenfatik dolaşıma katılıveriyor. Lenfatik kanallarda dolaşırken pompa sisteminden de yoksun lenf sıvısının akışını bir güzel stimüle ediyor, böylelikle hücrelerde ne var ne yok bütün atık maddeler temizlenmiş oluyor. Aynı işlem masajla birleştiğinde ise, sihri yaşıyorsunuz.
Hindistan’dan Mediators of Inflammation adlı tıp dergisinin 2000 yılında yer verdiği C. Vieria imzalı çalışmada, Hint Yağı’nın ana bileşeni risinoleik asitin topikal uygulamada güçlü ağrı kesici ve yangı alıcı etkisi gösterilmiş. Doğal yönelimli aileler arasında her türlü kesik, kanama ve yaralanma durumu için Hint Yağı, başvurulan ilk seçenekler arasında.
Kaynak: https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC1781768/
Hint Yağı’nın saymakla bitmeyecek kullanım alanı var ama en sık ne için başvuruluyor derseniz öne çıkan alanlar şunlar:
- Ağrı/sızı
- Enflamasyon/yangı/iltihap
- Şiş/Şişlik
- Gaz/gerginlik/dolgunluk
- Kabızlık
- Detoksifikasyon
- Fibrokistik memeler
- Cilt bakımı
Dr. William McGarey, Phoenix’teki kliniğinde Hint Yağı ile şu sonuçları aldığını belirtiyor:
Her sabah 5 damla alınacak Hint Yağı ile alerjiler kontrol altına alınabiliyor. Keskin/sivri cisimle yaralanmalarda, kesik ve morluklarda Hint Yağı sürüldüğü takdirde yara yeri hızla iyileşiyor. Gebeliğin son iki ayında karın Hint Yağı ile ovulduğunda çatlak oluşumu engellenebiliyor. Burkulmuş bileği akşamdan Hint Yağı sürüp sardığınızda sabaha iyileşmiş oluyor. Kulağa damlatılacak Hint Yağı ile Tinnitus (kulak çınlaması, kulak uğultusu) ve işitme kaybında belirgin azalma görülüyor. Günlük Hint Yağı Sargılarıyla hepatit hızla iyileşiyor. Gece yatmadan göze damlatacağınız bir damla Hint Yağı ile gözden kataraktı temizleyebiliyorsunuz. Hint Yağı Sargıları uygulanarak iyileşen bir Pilodinal Kist [sakrokoksigeal bölgede oluşan, içinde kıl yumağı içeren kist] vakası. Ciltte yaşlanmaya bağlı ortaya çıkan kahverengi lekeler, Hint Yağı + Sodyum Bikarbonat ikilisi ile geçirilebiliyor. Gece yatmadan göz kapaklarına sürülecek Hint Yağı ile şiddetli göz alerjilerinden kurtulunabiliyor. Bir hafta müddetle uygulanacak Hint Yağı Sargı yöntemiyle bel ağrısı geçirilebiliyor. Karna Hint Yağı Sargısı ile kronik ishal ortadan kaldırılabiliyor. Ses tellerindeki nodüller ve seste çatlamayı üç ay boyunca boyna her gün uygulanacak Hint Yağı Sargısı ile geçirebiliyorsunuz. 4 hafta boyunca her gün ağızdan alınacak 6-8 damla Hint Yağı ile tinnitus tamamıyla geçiyor. Karna Hint Yağı Sargısı uygulama tekniği ile hiperaktivite sorunundan kurtulan bir vakası olmuş. 4 hafta süreyle Hint Yağı sürülerek geçirilen siğil vakası. Hint Yağı ile günlük masaj uygulanmak suretiyle ayak tabanlarındaki kalsiyum birikintisi ortadan kaldırılabiliyor. Hint Yağı + Sodyum Bikarbonat ikilisi ile iyileşen bir cilt kanseri vakası var. Karna 2 hafta süreyle uygulanan Hint Yağı Sargısı geçen horlama vakası. Arı sokması sonrası sürülen Hint Yağı ile şişiğin hızla ortadan kaybolduğu görülüyor. Saçı yıkamadan 20 dk önce hergün Hint Yağı ile düzenli masaj yapıldığı takdirde saçlar gürleşiyor ve daha çabuk uzuyor. Tırnaktaki mantar 4 hafta Hint Yağı Sargısı sonrası ortadan kalkıyor.
Safra kesesi iltihabı (kolesistit) boşaltım sistemi problemleri (kabızlık, ishal, iltihap) epilepsi siroz karaciğer yetmezliği deri sertleşmesi (skleroderma) baş ağrıları apendisit artrit nevrit toksemi… Hint Yağı’nın iyileştirici etki gösterdiği diğer sağlık sorunları arasında…
Hint Yağı Sargısı Nasıl Mı Yapılır?
İşi iyice komplike hale getirebilir, yahut basit bir şekilde sarar çıkarsınız işin içinden. Biz basit yoldan gidelim…
- Eskiler saf yün kullanırmış bu iş için, hatta doğru kimyasal reaksiyonun oluşabilmesi için şart da derler. Bilemiyoruz. Bugünlerde yün veya pamuk kumaş parçaları kullanılıyor genelde, fakat kumaşların organik ve boya ile renklendirilmemiş olması önemli.
Bendeniz ise bu işe adanmış, renksiz bir havlu kullanıyorum bu iş için. Karnı sarıp emniyetli bir çengelli iğneyle tutturuveriyorum.
- Eski usul, bezleri (hafifçe ısıtılmış) yağa bandırıp, damlamayacak şekilde çektirdikten sonra karna (istenilen bölgesine) yerleştirip, üzerini naylonla sardıktan sonra sıcak su şişesi koyup bekletmekmiş.
Modern, pratik usul şu: 1 yemek kaşığı organik/içimlik hintyağı alınır, vücutta hedef bölgeye ince bir katman halinde yayılır, o alan havluyla tek kat sarılıp uçları emniyeti olan çengelli iğneyle tutturulur.
Voilà!
İster sıcak su torbası/şişesi koyar yatarız yağlı bölge üstüne, ister kırmızı yahut kızıl ötesi lamba tutarız…
- Isıtmalı sistemle gidiyorsak, ihtiyaca göre 45-60 dakika arası tutmak yeterli sargıyı.
Herhangi bir ısıtma sisteminiz yoksa veya tercih etmiyorsanız, aynı etkiyi ince bir kat Hintyağı sürülmüş ve havluya sarılmış halde bütün gece yağlı yatarak da elde edebiliyoruz.
Nelere Dikkat Edelim?
Kritik kronik hastalığı, yoğun toksisitesi olanlar emniyetli gitmek için lütfen Hintyağını sürüp sarmadan önce bir ‘binder’ (toksin/kimyasal bağlayıcı) alsınlar.
Arka arkaya 3 günden fazla uygulamayalım. Araya bir iki gün koyarak haftada 4-5’e çıkarabiliriz uygulama sayısını.
Sadece karna mı uygulanıyor peki Hintyağı?
Şu bölgelere rahatlıkla uygulayabilirsiniz:
- Karaciğeri uyarmak için karnın sağ yanına
- Şişmiş, sızlayan eklem yerlerine
- Bursit (kese iltihabı)’nda
- Zorlanmış, kramplı kaslara
- Kabızlık açmak ve bağırsak problemlerini gidermek için karna
- Menstrüel düzensizlikleri ortadan kaldırmak, rahim ve yumurtalık kistlerini hedeflemek için karnın alt kısmına
Son Not: Hintyağı “işi”ne girmiş olanlar bilir. Bu yağ gece yatmadan gözkapaklarına da sürülür, ayaktabanlarının değişmez yoldaşıdır. Temizler, pamuğa döndürür, uyutur.
Bitmezdi ama bu yazı da burada bitti…
Yasal Uyarı: Bu sitede yayınlanmakta olan tüm yapıtlar eser statüsünde olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Sitede bulunan yazı ve görsellerin site sahibinden izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması yasaktır.
farklısınız, faydalısınız ve harikasınız. teşekkürler
Görensiniz, anlayansınız.
Çok teşekkürler.
Merhaba Hint yağı ile udi hindi yağı aynı şey midir? Kullanılabilir şekliyle nerden twmin edebilirim teşekkür ederim