“Zeytini kuşlar diker”  demişti Ayşe Aktül-Schafer o masalsı kitabında . Sinop –Samsun arasında “piç fidan “ Antakya’da “celep” , İçel’de “harap” ,Silifke’de “aşısız” oldu , Aydın’ın “delice “ zeytinin adı. Doğada kendiliğinden ortaya çıkar yamaçlarda. Belki de kuşlar diker .  Ne tüketici ,ne üretici sever onu pek. Öyle mini miniciktir ki yamaçlarda sallanır kendi haline  çoğu kez . Çekirdekleri kalın , eti inceciktir. Haliyle yediğinizi de anlamazsınız belki .Alışılmışın dışında zeytinin en vahşi halidir delice zeytin.  Aşılı zeytinin 6 kilosundan 1 lt zeytinyağı elde ediliyorsa deliceden belki 20 kilo sıkmak gerekir. Ekonomik olmadığı için görmeyiz kendisini ortalıkta .

Ege’de hasat günleri tüm renkleriyle tam gaz sürerken bir iade-i itibar ediyoruz deliceye bu yazıda.  Bir grup gönüllüyle yola çıkan harika bir oluşum olan  Koşuyolu Gıda Kooperatifinin düzenlediği Şifalı Bitkiler Dünyası konulu oturum Şifali Bilgilere dönüştü çoğu katılımcı yanısıra benim için de  .İnstagram  takipçileri için de canlı yayında belli kesitlerini verdiğim oturum için tüm vesile olanlara teşekkürlerimle .

Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Uzmanı çok değerli konuşmacı Ayla Seyhun hanımın zarif anlatımından sonra suratımızda kocaman bir sırıtma kalakaldı bir süre . Öylesine büyüleyici bir dünyanın kapılarını araladı ki kendisi herşeyi burada özetleyebilmem imkansız.  Şifanın geliş yollarının izini sürdüğümüzde bütün ezberler bozuluyor inanın . Salt yemekle değil , dokunarak , konuşarak da açılıyor şifa yolları . Hayatlarımızdan  eksik etmememiz gereken 3 özel bitki saydı ki   bunlar ısırgan , kapari ve zeytindi. Bu bitkileri özel kılan  , köklerinin çoook derinlere uzanması .  www sadece bizde yokmuş .Bitki Zekası adlı kitapta anlatılan  ,  toprak altındaki yoğun bilgi alışverisine ve network ağına  tanık olmak için ben de sabırsızlanıyorum.

Ne göze , ne dişe , ne de dile gelen delicemizin şifası sandığımızdan da büyük. Bir şekilde rastlaşırsak günde  5 tanecik ilaç niyetine yemeyi ihmal etmemek gerek.

Hani bazı tarım (!) gurularına rastlarız bazen. Derler ki :Efendim,  zeytini makinayla ya da sırıklarla hasat etmek dururken neden bazı üreticiler romantik hikayeler anlatırlar bize. Elle toplamanın neresi üstün olsun ki ! Bu zat-ı muhteremlere bilmeden ahkam kestikleri için 1 saatlik Ayla Seyhun konuşması dinleterek eğitmek gerek. Böylesine kutsal tutulan , baş tacı yapılan zeytinin neden döve döve toplanmaması gerektiği ile ilgili de ampuller yanar belki. En büyük enerji kaynağı sevgi ise herkese ve herşeye olması gerektiğini anlatırdı sevgili Ayla  hanım güzel güzel.

Beni bıraksanız daha uzar bu yazı. En iyisi hikayemize girelim de şaşıralım biraz . Delice zeytin tüm mucize ve gizemleriyle  doğada böylesine yaşam bulur ve yaşam sunarken cömertçe neden onu herhangi bir şeyle işlemek gereği olsun ki diyor Ayla hanım. Bütünün var olan formüllerini bozmuyoruz ve doğanın bize hediyesi Deliceyi de kurarken ne tuz , ne sirke , ne limon kullanıyoruz.

Tam ritüelleriyle  Delice Zeytin Kurmak için :

Özellikle de kuzey yamaçlardan elle , kendiniz dokunarak , tüm sevginizi vererek zeytinleri toplayın.

Büyük olmayan küçük (belki yarımlık )cam kavanoza yerleştirin.

Benim ihtiyacım olanı sen bilirsin zeytin diye fısıldayın kavanoza.

1 çorba  kaşığı zeytinyağı koyun ve kavanozun kapağını sımsıkı kapayın.

Günde 1 kez 1  tur  cevirerek 4 ay boyunca uykuya yatırınJ

Ve son olarak bir yeniayda kurun zeytinleri  , bir 2.dolunayda açın kavanozu.

İşte hepsi bu tarifin. Üstelik bu yöntemi sadece delice için değil diğer cins zeytinlerde de uygulayabiliriz.

İster 4 ay ister 4 sene sonra yedikçe teker teker kavanozları açın . Tuz tüketmememiz gerekiyor ama zeytini de çok seviyoruz diyenlere de selamlar olsun bu vesileyle.

Önümüz hasat , bu kadim bilgiyi uygulamak için daha güzel bir zaman var mı ?

Bu yöntemle kurulmuş zeytinlerden tatmış biri olarak ben de bu yıl yapmayı planlıyorum.

Yeşil zeytin konulu yazıya da buradan ulaşabilirsiniz.

Bendeki eksiği sen bilirsin zeytin .

Şifa olsun.