Yasal Uyarı: Bu sitede yayınlanmakta olan tüm yapıtlar eser statüsünde olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Sitede bulunan yazı ve görsellerin site sahibinden izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması yasaktır.
Yavuz Dizdar hocamızla görüşmemiz sırasında podcast yayınımız yanında bize pek çok konuda daha detaylı bilgi verdi, aldığımız notlarımızdan toparlayacak olursak:
*Çocukların gerçek gıdayı anlamaları için nasıl yapıldığını bilmeleri gerekiyor, böylece ileride kandırılmaları mümkün olmaz. Bu sebeple mutlaka evde yoğurt mayalamayı, hamur yoğurmayı, makarna yapmayı öğrenmeleri, yaşları ilerledikçe kız erkek yemek yapmayı öğrenmeleri gerekiyor.*
*Yumurta tercih ederken sarı yumurtalar alınmalı, bembeyaz yumurtalar asla tercih edilmemeli çünkü bu şekilde beyazlatmak için klorla yıkanıyor ve klor yumurtanın içine sızıyor, kokusunu alıyor. Bu yumurtaları tüketen çocuklar bir daha kokulu gerçek köy yumurtası yiyemedikleri gibi kloru da tüketmiş oluyorlar.*
*Tavuk çiftliklerinde üretilmiş klasik yumurtalarda çok fazla antibiyotik kullanılıyor. Bir kaç sene önce bir çocuk hastasının bacaklarındaki aşırı kıllanmayı fark ediyor. Çocuk günde yediği 3 yumurtayı kesince 4 ay içinde kıllanma yokoluyor.*
*Yumurtayı mümkünse kendi yetiştirdiğiniz tavuklardan almalısınız, yoksa organik yumurta tercih edilmeli.*
*Yumurtada yapılan oyunlardan biri de sarısının rengi üstüne. Patentli bir yem kullanarak pantoneden ne kadar sarı veya turuncu olacağını seçerek çiftlikler üretim yapabiliyor.*
*Eti tercih ederken antibiyotiksiz yetişmiş hayvanların etklerini tercih etmelisiniz, yoksa bu antibiyotikleri kendimiz tüketmesek bile et yoluyla vücudumuza almış oluyoruz. Ne yazıkki çoğu çiftlik hayvanı, özellikle 45 günde tavuk boyutunu aşan piliçler hastalanmasın diye antibiyotik yüklenerek büyütülüyor. Normalde tavuklar 1 senede ancak piliç kadar büyür, bu yüzden piyasadaki tavuk etleri tüketilmemeli. Normalde tavuklar 2 saatte pişer ancak genetik olarak üretilenler 20 dakikada pişiyor. Hatta artık genetik üretimde gelinen son nokta tüysüz tavuklar! Tüy çıkartan geniyle oynanmış tavukları üretmeye başladılar. Googleda resimlerini bulabilirsiniz.*
*Balık alırken deniz balığı aldığınızda aslında denizdeki çiftliklerde üretilmiş balıkları alıyor olabilirsiniz. Mesela pembe renkli somon yiyorsanız aslında patentli yemlerle eti pembeye boyanmış somon yiyorsunuz. Somon balığının gerçekteki rengi gridir.*
*Sütü alırken güvendiğiniz açık süt satan bir inek sahibinden almaya gayret etmelisiniz. Yoksa günlük pastörize sütler de bir yere kadar olabilir ancak UHT işleminden geçen sütler kesinlikle tüketilmemeli, çünkü hiç bozulmuyor. Bozulmayan gıdaların tüketilmesi sağlığımızı tehdit eder.*
*Süt alırken süt yemiyle beslenmiş hayvanların sütünü de almak sakıncalı. Normalde bir inek günde 15lt süt verirken bunu 65lt’ye kadar çıkartan yemler kullanılıyor. Biyolojik olarak bu kadar sütü yapması için ineğin süt üretirken kendi ürettiği ve bunları yapmaya zaman harcadığı maddeleri yapay olarak süt yemiyle veriyorlar, böylece süt üretimi artırılmış oluyor. Çıkan ise ne kadar gerçek süt? Doğal beslenen ineklerin, otlayan ineklerin sütünü tüketmek gerekiyor. *
*Kutu sütleri tüketmemeliyiz, çünkü sektör bize kutuları satmaya çalışıyor aynen kapalı diğer gıdalarda olduğu gibi. Gıda temin ederken ambalajsız, yöresel yöntemlerle üretilmiş, temizliğine güvendiğiniz ürünleri almaya çalışmalısınız. Kutuları üreten firmalar sonradan bunları satabilmek için içine konacak sütlerin fabrikasını ve meyve suyunun fabrikasını kuruyorlar.*
*Yoğurtları alırken bozulmayan piyasa yoğurtlarını tercih etmeyiniz. İçlerindeki antibiyotikler yoğurdun içine tükürseniz bile bozulmasını önlüyor. İki sene kadar buzdolabında duran yoğurtlar var ve ilk günkü tadındalar. Bu normal değil. Hatta marketlerde tarihi geçmiş yoğurtlar toplanıp kapakları değiştirilip tekrar piyasaya sürülüyor. Yoğurt yaşayan bir gıdadır ve barsaklarımız için çok faydalıdır. Yoğurdu çiğ sütten kaynatıp mayalamak yöntemiyle tüketmelisiniz.*
*Bozulmayan gıdalarla ilgili çocuklarınızla şöyle bir deney yapabilirsiniz, bozulmayan gıdaları tüketmeyin:
Bir kaç tane boş pet şişe alın, içlerine 2 parmak mandalina suyu, kutu süt, çiğ süt koyun ve kapaklarını kapatın. Kutu süt hiç bozulmadan duracak, diğer kutular şişecek hatta patlayacaktır.*
*Gıdalarınızı alırken market veya pazardan alırken organik olmasından ziyade ilaçsız olmasına dikkat etmelisiniz. Fakültede bir seferinde bilinen (Migros) büyük bir market zincirinden aldıkları portakaldan birer dilim yiyen hocalarını zehirlenmeden dolayı acile kaldırmışlar. İncelenen portakalda 20’den fazla tarım ilacı çıkmış. İyi tarım, organik tarım sertifikaları kontrol edilmediği için güvenilirliği ne yazıkki yok.*
*Sağlığınız gittiği an hiç bir şey yapamazsınız, market alışverişi bunu sağlamıyor.*
*Organik ya da değil her zaman daha iyisini alabiliyorsanız almaya çabalamalısınız. Nasıl teknolojiye para harcıyorsanız gerçek gıdalar için de bütçe ayırmalısınız. Ucuz beslenerek, ucuz marketlerden alışveriş yaparak, daha çok tarım ve hormon içeren besinler tüketiyor ve sağlığınızı tehlikeye atıyorsunuz.*
*Gıdalar değişti, hastalıklar da değişti! Artık hekim olarak biz bile bazen yoğun bakıma yatan hastalarda ne hastalık olduğunu tanımlayamıyoruz.*
*Çocuklarımızdan tek bir beklentimiz var: ileride mutlu ve sağlıklı olmaları! Bunu onlara söyleyin.*
Yasal Uyarı: Bu sitede yayınlanmakta olan tüm yapıtlar eser statüsünde olup 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında korunmaktadır. Sitede bulunan yazı ve görsellerin site sahibinden izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması yasaktır.
En Son Yorumlar